EKOHABER/Elif Didem Danacıoğlu
‘Trump, ABD ile ilişkilerimizde yeni bir dönemi başlatabilir’
İbrahim Burkay – BTSO Yönetim Kurulu Başkanı “ABD başkanlık seçimlerinden zaferle ayrılan Donald Trump’ın Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin normalleşmesi açısından önemli fırsatlar sunabileceğini düşünüyorum. Piyasalar Başkan adaylarından Hillary Clinton’ın seçimi kazanmasını bekledi.Fiyatlandırma da Clinton’ın başkanlığı üzerine yapılmıştı. Donald Trump’ın kazanmasıyla birlikte özellikle döviz kurlarında aşırı hareketlilik oluştu. Ancak kısa vadede taşlar yerine oturmaya başladıkça piyasalar da yavaş yavaş seçim öncesi seyrine dönecektir. Hillary Clinton’ın başta Ortadoğu politikaları olmak üzere Türkiye’ye ilişkin değerlendirmeleri tatmin edici nitelikte değil. Trump, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin normalleşmesi açısından yeni bir dönemi başlatabilir. İki ülke liderlerinin ortak zeminde buluşma ve işbirliği içerisinde hareket etmeleri durumunda, ortaya çıkacak fırsatları iş dünyamız açısından değerlendirebiliriz”
‘Önümüzdeki yıl oldukça zorlu geçecek’
Naci Güncü - KTSO YKB“Başkanlık seçimleri başta ABD olmak üzere tüm taraflar için sürpriz ile sonuçlandı. Bu sonucun getirdiği politik belirsizlik dolar kurunun hızlı bir şekilde artmasına neden oldu. Ancak takip eden birkaç gün içinde bu tepkinin azalmakta olduğu görüldü. Yeni dönemde ABD Başkanın FED üzerindeki tasarrufları dolar kuru üzerindeki asıl etkiyi yaratacak. Bizim gibi ülkelerde elbette yüksek kurun getirdiği sıkıntılar yaşanıyor. Yılbaşında da belirttiğimiz gibi bu yıl ve önümüzdeki yıl oldukça zorlu geçecek ve döviz pozisyonları üzerinde ciddiyetle durmamız gerekiyor.”
‘Dengemizi bozuyor’
Naci Güncü - KTSO YKB“Doların yükselişi ülkenin bir çok girdisini, ithalat dengemizi, cari açığımızı arttırmakta ve enflasyonu tetiklemekte . Sonuç olarak yatırımlar pahalı hale gelmekte, yatırımların devam etmesi açısından da olumsuz etki. Maalesef bu hızlı yükselişler bizim dengemizi bozuyor.”
‘İyimser bir tablo izleyemiyorum’
Yunus Aydın – Uludağ OSB Başkanı“Özellikle doların bu kadar çok yükselmesinden dolayı ithalata bağlı ihracat yapan firmaların çoğu sıkıntıda. Acilen çözüm üretmek gerekir yoksa, batan firmaları görmeye başlayacağız. Gidişatın sıkıntıda olduğunu söyleyebilirim. Dolar yükselişinde devam ederse, hiç iyimser bir tablo izleyemiyorum. “
‘Uzun süreçli olacağını düşünmüyorum’
Mehmet Aydın - BTB Meclis Başkanı“Türk ekonomisi güçlü pozisyonda, dalgalanma Avrupa seçimleriyle alakalı. İhracat ve ithalat tarafından etkilenen üyelerimiz var. İthalat noktasında sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız var. Bu durumun uzun süreçli olacağını düşünmüyorum.”
‘Etkileri rahatlıkla atlatabileceğini söyleyebiliriz’
Levent Bilek - BALKANTÜRKSİAD Yönetim Kurulu Başkanı“Amerika Birleşik Devletleri 17.4 trilyon dolarlık GSYH ile dünyanın en büyük ekonomisine sahip olması nedeniyle bu ülkede yapılan seçimler de hem siyaseten hem de ekonomik yönden bütün ülkeleri yakından ilgilendirmektedir. ABD’deki son seçimler de böyle olmuştur. Bilhassa sürpriz olarak yorumlanan Donald Trump’un kazanması ilk anda bir belirsizlik olarak değerlendirilmiş ve piyasalarda iki yönlü sert volatilite meydana gelmiştir. Bu kapsamda Dolar/TL kurunda anlık yükselmeler gözlenmiş olsa da ilerleyen birkaç gün içinde normal düzeyine ulaştığı memnuniyetle gözlenmiştir. Bu arada bilhassa siyasi gelişmeler, jeopolitik riskler, Fed’den faiz artışı beklentileriyle birlikte sanayi üretim verisindeki düşüş esas itibariyle dolar ile birlikte Euro/TL kurunda da artışa sebep olmuştur. Geçmiş yıllara göre son dönemde, çeşitli kırılganlıklara karşı daha sağlam bir duruş sergileyen Türkiye ekonomisi, bundan sonraki süreçte, büyüme başta olmak üzere, üretmeye, ihracata ve istihdam artışına devam ettikçe, piyasaların benzeri etkileri rahatlıkla atlatabileceğini söyleyebiliriz.”
‘Çok kısa bir sürede geri çekildi ve sakinledi’
İpek Yalçın - BUİKAD Yönetim Kurulu BaşkanıSeçimin hemen ardından dolardaki yükseliş çok kısa bir sürede geri çekildi ve sakinledi. Altında ise beklenen yükseliş oldu çünkü altın güvenli liman olarak görüldüğü için talep görmeye devam edecektir. Şu an kesin yorumlar yapmak çok zor. Küresel ekonomi ve ticaretin yavaşlamasından endişe duyuluyor. Amerika ile olan ticari hacmimiz çok yüksek olmadığı için bizim için çok büyük tehlike gibi görünmüyor, hatta Fed’in olası bir faiz artışını ötelemesi ya da daha az artışa gitme ihtimali kurumsal yüksek döviz açık pozisyonu bulunan Türkiye gibi bazı gelişmekte olan ülkeler için pozitif bir gelişme.
‘TL, döviz karşısında bir süre daha değer kaybedecek’
Ramazan Kaya - GESİAD BaşkanıTürkiye ABD ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceğini düşünmüyorum. Türkiye’nin ABD ile alışverişi 17 milyar dolar, AB ile 130 – 140 milyar dolardır. Türkiye bu anlamda, ABD’nin uygulayabileceği korumacı tedbirlerden fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Bu politikadan daha çok ABD’ye bağlı çalışan Asya ülkeleri ve Meksika gibi ülkeler daha fazla etkilenecektir. Türk TL’si döviz karşısında bir süre daha değer kaybedecektir. Sonrasında piyasaların oturacağını düşünüyorum. Fakat kısa zamanda dövizin bu kadar değer kazanması, ülkemizdeki hammadde fiyatlarına olumsuz yansıyacağı aşikardır. Buda kontrol altına almaya çalıştığımız enflasyonu ve faiz oranlarını olumsuz yönde etkileyecektir.”
‘Bacalı sanayiye ve üretime yatırım yapılması lazım’
Zübeyde Demir - Marpak Amb. Gen.Md. BTSO Meclis Divan YönetimiKraft kağıtın yüzde 70’i yurtdışından geliyor. Döviz artışı ihracatçılar için iyi olabilir, ithalat açısından çok kötü. Kendi sektörüm açısından kurun yükselişi olumsuz yansıyor. Kontrol altına almaya çalıştığımız enflasyon ve faiz oranlarını olumsuz yönde etkileyecektir. Hükümet reel sektöre teşvikleri hızlandırabilir ve yeni teşvik paketleri açıklanabilir. Al satçılara ve ticarete değil, bu yeni teşvik paketlerinin bacalı sanayiye, üretime ve üretim yapanlara yönelik yapılması gerekiyor. Piyasalarda yüksek kurun getirdiği sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye’nin güçlü olabilmesi için üretime ağırlık vermemiz ve yatırım yapılması lazım. Dövize ve altına değil, üretime yatırım yapılmalı diye düşünüyorum. Emlak alım satımı sektörüne verilen teşvikler ile al-sat’la ne kadar zengin oluruz? Ya da, Al – Sat’la ülke ne kadar ilerler ? Ülkenin kalkınması için mutlaka üretime yönelik teşviklerin olması lazım. Al-sat’ın yanında mutlaka tarım ve bacalı sanayiye üretimde olmalı. Türk milleti olarak birlik, beraberlik içinde devletimizin yanında olmalıyız”
‘2017 yılında şaha kalkacağı düşüncesindeyim’
Ayhan Korgavuş - Ünver Group YKBABD Başkanlık seçimlerinin ardından dolar, altın ve borsa yükselişe geçti fakat, ardından da toparlanma sürecine girdi. Bu durumun, Otomotiv sektöründe olumsuz bir hava yaratacağını düşünmüyorum. İç pazarda, dövizin tırmanışı devam edip, ÖTV artışı da gerçekleşirse, satışların geri gitmesi kaçınılmaz olur. İhracat odaklı üretim yapan, otomotiv sektörümüz, dış pazarlarda yaşanan talep artışları paralelinde, kapasite artırımına giderek, üretim adetlerini revize etmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de otomotiv sanayi üretiminin, 2017 yılında şaha kalkacağı düşüncesindeyim. Türkiye’nin etrafındaki ateş çemberine rağmen, yüzde 80’ni ihracat odaklı çalışan, Otomotiv sektörümüzün yoluna tam gaz edeceğini düşünüyorum.
‘Piyasalar negatif algının etkisinde uzun süre kalmayacaktır’
Erol Kılıkçıer - RUMELİSİAD Yönetim Kurulu BaşkanıTrump’ın başkanlığının kesinleşmesinin ardından ilk verilere göz attığımızda, finansal piyasalarda risk iştahının azalma olasılığı, Türkiye dâhil gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde değer kaybı ve altın fiyatlarında da yükseliş gözümüze çarpıyor. Aynı şekilde, Dolar/TL bu süreçte uluslararası piyasalarda 3.30 seviyesini gördü. Özellikle altının, hem ons cinsinden, hem de TL gram cinsinden önemli kazanımlar elde ettiğini görüyoruz. Bunun dışında, finansal piyasalardaki olumsuz havanın artması FED’in Aralık’ta faiz yükseltme ihtimalini düşüreceğinden, bu dönemde Euro-Dolar paritesinin yükselmesi, bono ve tahvillere de alım gelmesi beklenebilir. Açıkçası bu sürecin çok uzun sürmeden, TL üzerindeki olumsuz baskıyı kaldıracağını düşünüyorum. Analistlerin de belirttiği gibi FED bu süreçte mevcut gelişmeleri yakından takip ederek, Trump’ın ortaya koyacağı yeni ekonomi modelini / yönetimini bekleyecektir. Bu yüzden FED’in de kısa vadede faiz artırımına gitmeyeceğini düşünüyorum. Öte yandan, hatırlanacağı üzere S&P’nin de kısa süre önce Türkiye’nin kredi notu görünümünü “negatif”ten “durağan”a yükseltmesi, yatırımcılar açısından da pozitif bir ivmelenmeye sebebiyet verecektir. Piyasalar negatif algının etkisinde uzun süre kalmayacaktır. İş dünyası temsilcileri olarak, devletimizin de bundan sonraki süreçte ABD ilişkilerinde ortaya koyacağı kararlı tutumla birlikte, Türkiye’nin geleceğe dönük hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğine inanıyoruz.”
‘Çok büyük bir dalgalanma beklemiyorum’
Hüseyin Özdilek - Özdilek Holding YKB“Amerika Birleşik Devletleri’nde iki tane partiden birisi 8 yıl üstüste kazansa bile diğer parti geliyor genelde. Amerika’da bulunduğum zamanlar Amerikalılara da sordum durumu. ‘Bu iki adayı nasıl görüyorsunuz’ dedim. Amerikalıların düşüncesi, ‘Daha da iyi iki aday olabilirdi’ dediler. Tabi ülke onların ülkesi, ama dünya bizim dünyamız. Amerika dünyanın en gelişmiş ve dünyanın gayrisafi milli hasılasının yüzde 30’a yakın bir bölümünü üreten bir ülke. Dünyada söz sahibi. Tabi ki Trump bir işadamlığı geçmişi olan, hayat tecrübesi olan birisi... İnsanlarla iyi ilişkileri olmasa zaten işadamı olamazdı. Vizyonu ve misyonu ile bütün dünyaya daha pozitif olarak bakacağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız da Trump’ın seçilmesini hayra yorarak kutladı. Bir düşünürün söylediği gibi, ‘ülkelerin dostluğu yoktur, menfaatleri vardır.’ Karşılıklı menfaatlerimizi koruyarak, çıkarlarımız doğrultusunda ülkelerle ilişkilerimizi en iyi şekilde götüreceğiz. Dövizdeki artışı da doğal karşılamak lazım. Tabi biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Gelişmiş ülkelerdeki döviz endeksleri, bilhassa Euro ile Dolar arasındaki denge, yüzde 10-12 arasında değişiyor. Euro piyasaya çıktığı zaman doların yüzde 78’i mertebesindeydi. Yıllar içinde değişti. Ancak bizim gibi gelişmekte olan ülkeler içinde üretim yeterince olmadığı için kur değişiklikler gösterebiliyor. Ama ben bu küçük dalgalanmaların büyük bir sorun yaratacağını sanmıyorum. Bunlar olağan şeyler. Büyük bir kur artışı, çok büyük bir dalgalanma beklemiyorum.”
‘Merkez Bankası’nın gerekli önlemleri alacağını düşünüyoruz’
Günal Baylan - BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı“Son dönemde kurda hızla artış yaşandığına ve her geçen gün yeni rekorların kırıldığına tanık oluyoruz. Başta dolar olmak üzere kurdaki artışın 2 temel nedeni var. Bunlardan ilki olan dış neden; küresel finansal koşullardaki sıkılaşma ve FED’in Aralık ayında faiz artırımı ihtimalinin kuvvetlenmesi. İçeriden kaynaklanan neden ise yılın ikinci yarısında turizm gelirlerinde görülen azalma eğilimi, yeni gelen cari açık rakamlarındaki genişleme ve biriken jeopolitik riskler. Kurdaki artışın altında yatan bu faktörlere yönelik olarak Merkez Bankası, özellikle zorunlu karşılık oranlarıyla müdahale etmesi yeterli olmadı.
Kurdaki artışın bir kısmı bu gelişmelerin bir sonucu olsa da, kurun istikrarı için Merkez Bankası’nın gerekli önlemleri alacağını düşünüyoruz.”