Uludağ Üniversitesi, Dünya Su Günü konulu panele ev sahipliği yaptı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) ve BUSKİ ortaklığında düzenlenen panelde su kaynakları ve bu kaynakların korunması için yapılan çalışmalar ele alındı. Yard. Doç. Dr. Egemen Dere’nin koordinatörlüğünde ve Dr. İbrahim Öztahtalı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen Dünya Su Günü konulu paneli, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci takip etti. Panelde Kızılay Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin H. Serdar, BUSKİ İçme Suyu Arıtma Tesisleri Şube Müdürü Uzman Biyolog Cengiz Çelik, DSİ 1. Bölge Müdürlüğü Çevre Yüksek Mühendisi Hilal Yıldız Akbulut ve UÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran konuşmacı olarak yer aldı.
"KAYNAKLAR SÜRATLE TÜKENİYOR"Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren UÜ Fen-Edebiyat Paneli Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükran Dere, dünyadaki su kaynaklarının yüzde 97’sinin okyanus ve denizlerden oluştuğunu, tatlı suların ancak yüzde 3’ler seviyesinde bulunduğunu açıkladı. Tüm canlılara yetecek düzeyde tatlı su miktarının bulunmadığının altını çizen Prof. Dr. Şükran Dere, “Dünyadaki pek çok ülke ile karşılaştırdığımız zaman içme suyu konusunda şanslı ülkelerden birisiyiz. Ancak elimizdeki su kaynaklarını doğru kullanmadığımız için bu kaynakları süratle tüketmekteyiz. Tatlı su kaynaklarımızın azalması, mevcutların kirlenmesi önemli bir sorun oluştururken, su taşkınları ve afetler de ayrı bir sıkıntı meydana getirmektedir. Bunların aşılması için ilgili birimler tarafından çözüm çalışmaları yürütülmeye devam etmektedir” dedi.
"SU, HAYAT DA GETİRİR ACI DA"Kızılay Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin H. Serdar ise panelde yaptığı konuşmada suyun canlı yaşamına yaptığı katkılar kadar maddi ve manevi anlamda ciddi zararlarının da bulunduğu belirtti. Suyun fazla olmasının zarar getireceğini kaydeden Dr. Hüseyin H. Serdar, “Suyun hiç olmaması da büyük sıkıntılar doğuruyor. Yaşamı olumsuz etkiliyor ve bir çok hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor. Bizler insanoğlu olarak doğa ile uğraşmayı marifet sanıyoruz. İşte tüm bu sıkıntılar ortaya çıkmadan önce bireysel ya da kamusal olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz ve doğa ile savaşmayı bir kenara bırakmalıyız” diye konuştu.