Ankara
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Musa Şahin, Bakanlıktaki basın toplantısında, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, refakatsiz çocuklarla ilgili yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakanlık olarak refakatsiz durumda olan ya da henüz ailesine kavuşamayan çocuklarla ilgili süreci yürüttüklerini belirten Şahin, enkazdan çıkartılan çocukların tedavilerinin yapıldığı hastanelerde görevlendirdikleri personellerinin çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Hastanelere gelen refakatsiz çocukların her türlü ihtiyacını gözettiklerini vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:
"Öncelikle bölgede mevcut kuruluşlardaki çocuklarımızın daha güvenli alanlara nakillerini sağladık. Kuruluşlarımızı, deprem nedeniyle ailesine ulaşamayan çocuklarımız için hazır hale getirdik. Deprem bölgesindeki kuruluşlarımızda herhangi bir çökme ya da can kaybımız yok. Bu kuruluşlarımız çalışmalarına devam ediyor. Sağlık Bakanlığı ile iletişim halinde tedavileri süren veya tamamlanmış çocuklarımızdan henüz ailesiyle irtibat sağlayamayanları kuruluşlarımızda bakım altına alıyoruz. Bundan sonraki süreçte de ailelerine ve yakınlarına kavuşma sürecini başlatmış bulunuyoruz. Şu an itibaren hastanede tedavi gören 762 çocuğumuzun tespitini yaptık. Oluşturduğumuz çağrı merkeziyle çocuklarımızla ilgili ailelerinden ya da yakınlarından gelen talepleri sistemimize kaydediyoruz. Hastanelerden gelen bilgiler doğrultusunda, hangi hastane ya da kuruluşumuzda olduğunu tespit ettiğimiz çocuklar ile ailelerini kavuşturmayı hedefliyoruz."
"Aileler çocuklarına ulaşmak için çağrı merkezini arıyor"
TÜBİTAK tarafından geliştirilen "DerinGÖRÜ" yüz tanıma ve eşleştirme yazılımının, depremden etkilenen refakatsiz çocukların tespiti için Bakanlığın kullanımına sunulduğunu bildiren Musa Şahin, şu bilgileri verdi:
"Çocuklarla ilgili başvuruları, çağrı merkezimizi aradıklarında fotoğraflarıyla birlikte tüm bilgilerini alarak sisteme kaydediyoruz. TÜBİTAK'taki çalışanlar da sosyal medyayı tarayıp, oradaki başvuru ve paylaşımları sisteme işliyor. Sahadaki arkadaşlarımız da hastanelerden edindikleri bilgileri bu sisteme yüklüyor ve günün sonunda bu sistemde eşleştirmeler yapıyoruz. Sistem bize uyarıyı verdiğinde çocuğumuz hangi hastanedeyse öncelikle o il ile iletişime geçiyoruz. Oradaki personelimiz aileyle ilk iletişimi sağlıyor. Burada sadece sistemin eşleştirmesi yeterli değil, bu sürecin içerisinde önce kimlik tespiti için özellikle kolluk kuvvetlerinden destek istiyoruz ve gerekli sosyal incelemeleri yapıyoruz. Bununla ilgili kesin kanaat oluştuktan sonra çocuklarımızı aileleriyle kavuşturma sürecini başlatıyoruz. Bu sistem sayesinde şu ana kadar 78 çocuğumuzu kavuşturduk. Maalesef süreç içerisinde vefat ettiğini öğrendiğimiz çocuklarımız da oldu ama şu an için 78 çocuğumuz ailelerine ve yakınlarına kavuşturuldu."
"Depremden etkilenen çocuklarımız için ayrı bir koruyucu ailelik sistemi yok"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Musa Şahin, depremin ardından vatandaşlardan çok sayıda koruyucu aile başvurusu aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Biz ilk baştan beri söylüyoruz, depremden etkilenen çocuklarımız için oluşturduğumuz bir koruyucu ailelik sistemimiz yok. Koruyucu aile sistemi bakanlığımızın aile odaklı hizmetlerden bir tanesi. Depremden etkilenen çocuklar için ayrıca bir sistemi henüz kurgulamadık. Çünkü bu çocuklarımızın ailelerini kaybedip kaybetmediğini şu an bilmiyoruz. Burada ilk hedefimiz, bu süreci sürdürmemiz ve ailelerine teslimini sağlamamız. Ardından bu çocuklarımız üzerinde depremin neden olduğu travmayı kaldırmak için tüm meslek elemanı personelimizle, psikologlarımızla çocuklarımızın bu travmatik süreçten çıkmaları için her türlü hazırlığımızı yaptık ve bu süreci de başlatıyoruz. Vatandaşlarımız ısrarla koruyucu aile olmak istediklerini belirtiyorlar şu an itibarıyla 200 bini geçen koruyucu aile başvurusu var. Depremzede çocuklarla ilgili koruyucu aile uygulamamız şu an için yok. Biz tüm gücümüzü şu an çocuklarımızı, ailelerine ve akrabalarına kavuşturmak için sürdürmekteyiz."