MİT yazısında bildirilen, ancak mobesede ilçeye girişleri görülmesine rağmen engellenmeyen araçlara ilişkin plakalar da doğru çıkmıştı. Ankara Gar Meydanı’nda geçen cumartesi günü meydana gelen bombalı saldırı, 11 Mayıs 2013 tarihinde 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ndeki patlamayı tekrar gündeme getirdi. Ankara’daki patlamaya kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör saldırısı olarak kayıtlara geçen patlamanın ardından başlatılan soruşturma sonunda 33 kişi hakkında dava açıldı.
Sanıklardan 9’unun tutuklu olduğu ve güvenlik gerekçesiyle nakledildiği Ankara 9’ucu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava devam ederken, patlamada istihbarat ve güvenlik zafiyeti ile ihmaller olduğu iddiaları ilk aylarda çokça dile getirilip, MİT’in bu konuda 59 ayrı telefon dinlediği, 13 kez ikazda bulunduğu da konuşuldu.
İddiaların giderek artması üzerine Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ihmal olup olmadığı yönünde de bir soruşturma başlatıldı. 7 ay süren bu soruşturmanın sonunda Cumhuriyet Savcısı tarafından dönemin Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Nevzat Eşit ve yardımcısı Eyüp Karaçoban ile Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürü Murat Bek hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanıp yargılanmalarına başlandı.
MİT BİR GÜN ÖNCE BİLDİRMİŞ POLİS HASSASİYET GÖSTERMEMİŞ
Hatay Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç’ın ’Gelen istihbari bilgiye ilişkin gerekli takip ve koordinasyonu sağlamayıp Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürü’nün konudan haberdar edilmesi ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması konusunda talimatının bulunmadığı’; Nevzat Eşit ve Eyüp Karaçoban’ın ’Gelen istihbari bilgiye ilişkin olarak ani gelişen olaylarla ilgili çalışmalar yapmayıp koordinasyonu sağlamadıkları’; Reyhanlı Emniyet Müdürü Murat Berk’in ise ’Evrak Asayiş Büro Amirliği’nde EBYS sorumlusu olacak 7 gün 24 saat esasına göre personel görevlendirmeyip iş bölümü yapmadığı’ iddia ediliyor. 4 sayfalık iddianamede olayda ihmali olduğu iddia edilenlerin verdikleri çarpıcı bilgilerin yanı sıra, müfettişlerin saptadığı önemli ihmaller zinciri gözler önüne seriliyor.
BİR GECE ÖNCE HER ŞEY BİLİNİYORDU
İddianameye göre patlamadan önce Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’ne çok sayıda ihbar ve bilgi geldi. Bu ihbarlardan birinde Hatay MİT Müdürlüğü, patlamadan 1 gün önce 10 Mayıs 2013 Cuma günü saat 19.35’te Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’ne belge gönderdi. Türkiye’ye yönelik bir bombalı eylem yapılacağı, 06 AH 6072 ile 31 ARS 83 plakalı bomba yüklü minibüslerin kullanılacağı, eylemin planlayıcısı ile eylemi gerçekleştirecek muhtemel kişilerin isimlerinin yer aldığı ’Suriye/Eylem ihbarı’ konulu belgeyi Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, TEM ile İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne havale ederken, aynı gün saat 20.20’de de Polnet üzerinden Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) ile ilçe emniyet müdürlüklerine ve ilgili birimlere gönderildi.
İHBAR BELGESİ, PATLAMADAN 9 SAAT 41 DAKİKA SONRA AÇILDI
İddianamede hayati önem taşıyan belgenin sisteme girilip ilgili şube müdürlüklerine havale edilmesinden sonra başka bir işlem yapılıp yapılmadığı yer almazken, EBYS’deki MİT’in çok önemli olan bu ihbar belgesi Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde 11 Mayıs 2013’te saat 23.02’de, yani patlamanın üzerinden 9 saat 41 dakika geçtikten sonra açılıp Emniyet Müdürü Murat Bek’e sevk edilebilmiş. MİT’in bu belgesinde yer alan en acı detay ise, ihbar yazısında belirtilen 06 AH 6072 ile 31 ARS 83 plakalı araçların 52 kişinin öldüğü 155 kişinin de yaralandığı bombalı saldırıda kullanıldığının ortaya çıkması. Bu araçların ilçe merkezinde saat 11.00 sıralarında dolaştığı ancak dikkat edilmediği de mobese kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkmıştı.
Savcılık iddianamesinde ayrıca, patlamadan 3 gün önce bir ihbarcının, doğrudan Emniyet Müdürlüğü yetkililerine ulaşarak bomba yüklenen araçların modelini, hangi kaportacıda düzenek hazırlandığını, katliamı düzenleyenlerin örgüt ve mensuplarının adlarını verdiği bilgisi de yer alıyor. Duruşmalar sırasındaki ifadelerde ise, İl Emniyet Müdürlüğünün İlçe Emniyet Müdürlüğüne ’Herhangi bir işlem yapmayın, bizim gelmemizi bekleyin’ dediği ortaya çıktı. İhbarcının patlama hedefinin Ankara olduğunu bildirdiği, ancak Reyhanlı’da gerçekleştiği anlaşıldı.
Katliam emrini veren ve Suriye’de yaşadığı bilinen THKP-C lideri Mihraç Ural’ın katliamdan bir gün önce Facebook hesabında Hataylıları tehdit eden mesajı olduğu da aynı iddianamede yer alıyor. Bu patlama ile ilgili başka bir savcılık incelemesinde ise, bombalı saldırının 1 numaralı tutuklu sanığı Nasır Eskiocak’ın bir gün öncesine kadar güvenlik birimlerince takip altında olduğu bilgisi de bulunuyor.
SAĞLAM İSTİHBARATA RAĞMEN GÖZ GÖRE GÖRE GELEN KATLİAM
Reyhanlı patlamasına ilişkin her iki davanın da iddianamesinde dışarıdan iddialar ve söylentiler dışında savcıların sonradan belgelendirdiği istihbari bilgilere rağmen 11 Mayıs 2013 Cumartesi günü patlayıcı yüklü minibüslerden biri saat 13.21’de Reyhanlı belediye binası yanında, diğer minibüs ise 4 dakika sonra PTT’nin önünde patlatıldı. Patlamalarda 5’i çocuk 52 kişi hayatını kaybetti. 155 kişinin de yaralandığı patlamada 10’u resmi kurumlara ait olmak üzere 144 araç, ev ve iş yeri hasar gördü.