Psikiyatride tanı ve tedavinin geldiği son nokta, yeni yaklaşımlar psikiyatri dünyasının önde gelen isimleri ile 10. Ulusal Alkol ve Madde Bağımlılığı Kongresinde masaya yatırılıyor.
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Bağımlılık Psikiyatrisi Derneği’nin düzenlediği kongrede “şeker bağımlılığı ve alkol kullanım bozukluğu” arasındaki ilginç ilişki de tartışıldı.
ALKOL TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR ETKİ EDİYOR!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, çocukluğunda şekere bağımlı olanların ileride alkol kullanım bozukluğuna aday kimseler olduğunu söyledi. Noyan şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bağımlılık tedavisinde ilaçlara karar verirken dönem dönem hangi hastaya hangi ilaçla devam edeceğimize dair kararsızlıklar yaşayabiliyoruz. Özellikle alkol kullanım bozukluğu olan hastalarda bazı ilaçlar var, ilacın fayda etmesi için kritik incelikler söz konusu oluyor. Uzun soluklu olarak yapılan genetik analizler ve başka incelemeler mümkün ancak pratik bir yöntemle geçmiş döneminde yani çocukluğunda şeker bağımlılığı olan, şekere yatkınlığı olan, şeker yemeyi çok seven ve ondan haz alan kişiler, alkol kullanım bozukluğu ya da alkol bağımlısı olduklarında bu tedavide kullanılan ilaçlardan fayda görüyor.”
ŞEKER BAĞIMLILIK YAPIYOR
Şekerin kendisinin de aslında bir bağımlılık oluşturduğuna dikkat çeken Noyan, çocukluğundan itibaren şeker tüketmeye alışkın olan bir kişinin beyninin, uyuşturucu madde kullanıyormuş gibi ödül ceza sistemini aktive edip, dopamin salgıladığını söyledi. Sonrasında bu kişinin şekere ya da maddeye bağımlı hale geldiğini kaydeden Noyan, şeker bağımlılığının aynı zamanda yeme bağımlılığının farklı bir boyutu olduğunu kaydetti.
ŞEKER BAĞIMLISI ÇOCUĞU BEKLEYEN RİSKLER!
“Çocukluk döneminde şeker bağımlılığı ya da şekere yatkınlığı olan çocukların daha dürtüsel olduklarını da vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Noyan, bu kişilerin başka hastalıklara da aday olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Çocukluk döneminde şeker bağımlılığı ya da şekere yatkınlığı olan çocukların, dürtüsel olmakla birlikte, dikkat eksikliği hiperaktive bozukluğuna yakalanma riski de artıyor. Sonraki hayatlarında bu kişilerin alkol kullanım bozukluğuna yakalanma ihtimali de artıyor. Çocukluğunda şekere bağımlı olanlar ileri yaşlarda bağımlılığa da aday”
DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLARA DA ADAYLAR!
“Yediğimiz şekere karşı verdiğimiz cevap bedenimizin ödül-ceza merkezinin verdiği bir tepkidir” diyen Noyan, “Bu çocukluğumuzdan ve biyolojik, genetik olarak aktarılıyor. Sonradan edinilmiş bir şey değil. Genetik yapımız buna müsait ise şekerden keyif alıyoruz. Ödül eksikliği sendromu dediğimiz yani beynimizde dopaminerjik yolakları eksi olan kişiler stresle baş etmeye yetersiz olduklarında ya da hayattan keyif alamadıklarında alkol, madde nikotin gibi maddeleri kullanır, yemek karbonhidrat, şeker ve benzeri şeyleri yemeye daha yatkın oluyor. Bu kişiler seks, kumar ve oyun gibi davranışsal bağımlılıklara da aday oluyorlar” diye konuştu.
Bu davranışlarda bulunduklarında keyif aldıklarını gören kişilerin davranışlarını devam ettirdiklerini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, şeker ve maddenin beyinde aynı etkiyi yaptığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:”
Şeker yendiği ve madde kullanıldığında beynimizde olanlar birbirine yakın yolaklarda oluyor. Belki madde kadar beyindeki o dopaminerjik yolaklara ya da ödül merkezi aktive olmuyor ama alkol kullanım bozukluğunda kullanacağımız ilaçların fayda sağlayacağının işaretini veriyor. Yurt dışında yapılan çalışmalar, ailelerinde alkol bağımlılığı olan kişilerin çocuklarının şeker bağımlısı olduğu görülmüş. Şeker bağımlılığı olan çocuklu ailelerde alkol bağımlısı çok fazla olduğu tespit edilmiş.”