Samsun’da bir lisede ’rehber öğretmen’ olarak görev yapan ve doğuştan serebral palsi hastası olan Oğuz Kul (44), 22 yıldır öğrencilerine ’rehber’ oluyor.
İlkadım ilçesinde bulunan Şehit Ahmet Altınoğlu İmam Hatip Lisesi Rehber Öğretmeni Oğuz Kul, doğuştan serebral palsi hastası. Hastalığının getirdiği kısıtlayıcı ve hareket bozukluğu gibi zorluklara boyun eğmeden Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nden mezun oldu. Akabinde özel sektörde 10 yıl kadar çalışan Oğuz Kul, memurluk sınavına girerek mezun olduğu Şehit Ahmet Altınoğlu İmam Hatip Lisesi’ne öğretmen olarak atandı. Neşeli, samimi yaklaşımıyla öğrencilere yol gösteren Kul, hayat hikayesiyle örnek oluyor. "Ben öncelikle çocukları öğrenci değil, insan olarak görüyorum"
Hayatını anlatan 44 yaşındaki Oğuz Kul, "Meslek hayatımda 22.yılım. 14 yıldır bu okulda görev yapıyorum. Aynı zamanda bu okul mezunuyum. Bu okulda çalışmak bu anlamda çok daha değerlidir. 1997 yılında bu okuldan mezun olduktan sonra üniversite sınavına girdim ve OMÜ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümünü kazandım. Daha sonra mezun oldum ve 10 yıl özel sektörde çalıştıktan sonra 2010 yılında kamu sektörüne geçtim. Ben öncelikle çocukları öğrenci olarak görmüyorum. Önce onları bir insan olarak görüyorum. Daha sonra çocuk olarak görüyorum. En sonda ise öğrencilikleri geliyor. Böyle kabul ettiğiniz zaman çocuklara bu enerji yansıyor. Bu enerjiyi yansıttıktan sonra diğer engeller ikinci plana düşüyor. Bir odam var ve bu oda hiç boş kalmıyor. Bu zamana kadar çok önemli bir problemle karşı karşıya kalmadım. Zorlandığım zaman onlar bana yardımcı oluyorlar. Ben onlara yardımcı oluyorum. Herhangi bir rehberlik öğretmeni arkadaşımın çalışma prensibi ile benimki çok farklı değil" dedi. "Her zaman kendi hayatımı kurma prensibi ile hareket ettim"
Her zaman kendi ayakları üzerinde durmak gibi bir prensibi olduğunu ifade eden Kul, "Başka şansınız yok. Hayatınızı kurtarmak zorundasınız. Siz de bir bireysiniz. Benim şöyle bir tarzım yok: Evde oturayım da annem, babam bana baksın. Herhangi bir yerden maaş alayım diye bir tarzım yok. Bunlara ihtiyacı olanlar tabii ki alacaklar ama benim öyle bir tarzım yok. Her zaman kendi hayatımı kurma prensibi ile hareket ettim. Böyle olunca da çalışmak çok zor gelmedi. Üniversite okumak da çok zor gelmedi. Biraz önce de dediğim gibi başka şansınız yok. Başka şansınız olmayınca olduğunuz yere daha iyi adapte oluyorsunuz" diye konuştu. "Önüme çıkan engelleri ekarte ettim"
Rehber Öğretmeni Oğuz Kul şöyle devam etti:
"Bizim şöyle bir sıkıntımız var. Mutlaka bütün toplumlarda ön yargı vardır. Ön yargı belli tehlikelerden koruyabilir insanı ama bizde biraz daha fazla ön yargı var. Özellikle engelli bireylere ve serebral palsiye karşı. Çünkü görsel anlamda dışarıdan çok fazla belirgin bir engeliniz var. Evet, engel koymaya çalışanlar oldu ama öğretmenlikten aldığım eğitimle bir şekilde ekarte etmeye çalıştık. Galiba geldiğim noktaya bakılırsa ekarte etmiş gibi bulunuyorum.” "İyi ki böyle bir öğretmenimiz var"
Öğrenci Pınar Telci, “İlk okula geldiğim zamanlar çok tedirgindim. Nasıl ilerleyecek, nasıl lise hayatım olacak diye. Oğuz hocam ile tanıştım. Yanına gittiğimde bana verdiğim destekler sayesinde son sınıfa kadar geldim. Her türlü desteği bize sağlıyor. Kafamıza en ufak bir şey takılsa sorabiliyoruz. Böyle bir hocamız olduğu için çok şanslıyız” ifadelerini kullandı.
Öğrenci Ahmet Bayrak, “Çok değerli bir hocamıza sahibiz. Başta Oğuz hocayı gördüğüm zaman biraz garipsemiştim. Hatta, bu okulda ne görevlisi demiştim. Sonradan rehber hocası olduğunu öğrendim. Çok doğru bir kişiliğe sahip kendisi ayrıca çok eğlenceli bir insan. Canımız sıkıldığında gidip yanına eğlenebiliyoruz. Bazen arabası ile gezdiriyor. Kendisi çok neşeli bir insan ve iyi ki bizim hocamızdır” açıklamasında bulundu.