Tepebaşı ilçesine bağlı Yenibağlar Mahallesi Hacı Hüsnü Sokak’ta yaşayan 25 yaşındaki Tuğçe Can, sırtından ve karnından bıçaklandıktan sonra boğazı kesilerek öldürülmüştü.
Olayın ardından İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Gasp ve Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin başlattığı çalışma sonucu cinayet şüphelisi olduğu tespit edilen maktulün 1 buçuk aylık sevgilisi Onur K. (22), olay yerinden kaçtı. Cinayet şüphesi ile aranan Eskişehir Teknik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi Onur K., polis ekiplerince şehir merkezinde yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli sağlık kontrolü için Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Burada yapılan kontrolde Onur K.’nin yakalanmadan önce ilaç içerek intihara teşebbüs ettiği anlaşıldı. Hastanede midesi yıkanan katil zanlısı yoğun bakımda tedavi altına alındı. Hastanede hayati tehlikeye atlatan zanlı, ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Katil zanlısı Onur K. emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı sulh ceza hâkimliğince ‘kadına karşı tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Katil zanlısı Onur K. savcılıkta ve sulh ceza hâkimliğinde susma hakkını kullanarak ifade vermemişti. Gelinlik örtülü tabutla son yolculuğuna uğurlanmıştı
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morgundaki otopsi işlemlerinin ardından aileye teslim edilen Tuğçe Can’ın cenazesi, gelinlik örtülü tabutla Çamlıca Mahallesi’nde bulunan Birlik Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Eskişehir Asri Mezarlığı’na defnedilmişti. Ön otopsi raporunda 10’dan fazla bıçak izi tespit edildi
Sevgilisi tarafından sırtından ve karnından bıçaklandıktan sonra boğazı kesilerek öldürülen 25 yaşındaki Tuğçe Can’ın, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morgunda yapılan otopsisinde, vücudunda 10’dan fazla bıçak darbesinin tespit edildiği öğrenildi. “20 gündür benim çocuğum toprağın altında nefes almıyor, o da nefes almasın”
Öldürülmesinin üzerinden 20 gün geçen Tuğçe Can’ın ailesi, katil zanlısı Onur K.’nin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Hiçbir anne, babanın bu acıyı yaşamasını istemediğini söyleyen anne Emine Can, kızının fotoğrafına sarılarak gözyaşı döktü. Emine Can, “Gelişmeler hakkında bilgimiz yok. Herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu acının tarifi yok. Ben önce Allah’a sonra adalete güveniyorum. Ben en ağır cezayı alacağına eminim, inanıyorum. Ona en ağır ceza verildiğinde belik o zaman bir nebze olsun nefes alabiliriz. 20 gündür benim çocuğum toprağın altında nefes almıyor, o da nefes almasın. Hiçbir annenin, babanın ciğeri yanmasın. Bir kişi ölmüyor, bir aileyi öldürüyor. Bizi yaşarken öldürdüler. 20 gündür neler yaşadığımızı biz biliyoruz. Ne suçu vardı? Ne günahı vardı? Allah’ın verdiği canı almaya onun yetkisi var mıydı? Yoktu” ifadelerini kullandı. “En büyük hayali huzurevi açmaktı, yaşlıları ve çocukları çok sevdiğini söylüyordu”
Kızının kendi halinde olduğunu ve hayalleri için çalıştığını kaydeden Emine Can, “Kızım ekmeğinin peşindeydi. Sabah kalktı çocuğum giyindi işine gidiyordu. Ne olabilirdi o anda. Zaten çok kısa bir süredir görüşüyormuş. Dosyadaki gizlilik kararı le ilgili ben de bir şey bilmiyorum nedenini. Umarım bize de bir açıklama yapılır. Benim 3 tane çocuğum var. Kızlarım ikizdi. Burada ulaşım problemimiz var. Çocuklar gece bir yere gidemiyor, gelemiyor. O yüzden gece nöbetten çıkıyor ulaşmak için araç yok. Ben çalışıyorum, baba çalışıyor. Haydi dedik ev tutalım. Hafta sonları buraya geliyorlar. Hafta içi orada kalıyorlar. Bu yılın sonunda ikisi de ehliyet alarak buraya geleceklerdi, taşınacaklardı. Öyle karar vermiştik ama olmadı. En büyük hayallerinden birincisi motor almaktı. İkincisi de huzurevi açmaktı. ‘Anne benim açma belgem var. Burayı huzurevi yapalım’ diyordu. Yaşlıları ve çocukları çok sevdiğini söylüyordu. En büyük hayali oydu. Kendisi zaten huzurevinde çalışıyordu. Huzurevinde biri vefat ettiğinde oturup 3 gün ağlıyordu. ‘Anne çok seviyorum onları’ diyordu. Hepsine anne diyordu, hepsine baba diyordu. ‘Anne çok gençsin belki bıkarsın ileride bize bakamazsın’ dediğimde ‘Anne olur mu öyle şey. Ben size de bakarım’ diyordu. En büyük hayali oydu. Motor tutkusu vardı. Motor almak için para biriktiriyordu. Ben de yardım edecektim. Onunla işe gidip geleceğini söylüyordum. Bu ay içerisinde çalıştığı işyeri Sazova Mahallesine taşınacaktı” diye konuştu. “Benim kızım 25 yaşında kara toprağa gelin gitti, ağırlaştırılmış müebbet verilmesini istiyorum”
Kızını genç yaşta toprağa verdiğini ve katil zanlısının ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istediğini aktaran anne Emine Can, “Ağırlaştırılmış müebbet verilmesini istiyorum. Başka annelerin ciğeri yanmasın. Başka çocukların hayalleri yarım kalmasın. Benim kızım gelinliğini giyemedi. Benim kızım 25 yaşında kara toprağa gelin gitti. Onlar da gün yüzü görmesinler. Sözün bittiği yer diyoruz. İşte burası. Her gün kadına şiddet haberlerini izliyordum. Benim başıma gelmez demiyordum ama bak geldi, geldi. Gerçekten geldi, inanamıyorum. Her gün o insanlara diyordum ki, nasıl bir vicdanınız var. Nasıl bir insanlığınız var. Olaydan yarım saat öncesinde internette izledim, beddua ederek mutfağa gittim. Arkasından eşime telefon geldi. Şoke oldum. Cumartesi ve Pazar günleri bizim yanımızdaydılar. Pazar gece ben kendim bıraktım. Beni öptü, saçlarımdan öptü. ‘Anneciğim hakkını helal et. Her şeyimizi veriyorsun’ dedi. Helal olsun annem dedim. Paranızı harcamayın dedim. Bak heveslerin var, isteklerin var dedim. Onları alırız, ben de çalışıyorum, destek olurum dedim. Ertesi günü akşama kadar bana sürekli mesaj attı. Anneciğim seni çok seviyorum diye. Ben de seni çok seviyorum annem dedim. Son konuşmamız oydu. Bir daha görmedim. Bir daha morgda gördüm” dedi. “Gerekli cezayı alsın ki daha sonrakilere örnek olsun”
Gereken cezanın verileceğine dair adalete güvendiğini söyleyen baba Bekir Can, “Yetkililerden tek isteğim adaletin tecelli etmesi. Gerekli cezayı alsın ki daha sonrakilere örnek olsun. Türk adaletine, hâkim ve savcılarına güvenim sonsuz. Bizim canımız yandı, gitti, gelmeyecek” ifadelerini kullandı.