Bakan Soylu, Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’ni ziyaret ettikten düzenlediği basın toplantısında, göçün 21’inci yüzyılın gerçeği olduğunu belirterek, "Afrika kıtasından Avrupa’ya ve dünyanın her noktasına ciddi derecede bir göç akımı vardır. Güney Amerika’dan Venezuela’dan Kolombiya’dan milyonlarca insan göç etmektedir. Hindistan’dan Avusturalya’ya çok ciddi bir göç akımı vardır. Doğu Avrupa’dan batı Avrupa’ya düzenli düzensiz göçler vardır. Ortadoğu, Orta Asya, Afrika, Kafkaslar bütün buralardan Anadolu üzerinden ve Akdeniz hattı üzerinden yine Avrupa’ya göç vardır. Suriyeliler ile ilgili kaçak göçü buna katarsak biz hata etmiş oluruz. O başka bir şey bu başka bir şey. Çünkü, kaçak göç hadisesi tamamen bir kanunsuzluk hadisesidir. Hem de bunun içinde Suriyeliler haricinde çok ülke vatandaşı vardır. Yani, Afganistan’dan ve Pakistan’dan Türkiye’nin doğu sınırlarını geçip gelenler var. Afrika’nın vize alıp gelip ve vizeden sonra burada kalanlar var. Deniz yollarıyla ulaşmaya çalışanlar var. Bu göçmenlerde Türkiye’yi hem hedef ülke para kazanma, hem de transit ülke olarak görenler var" dedi.
"İSTİSMAR VE RANT OLUŞTURMAK İSTİYORLAR" Türkiye’de günde 2 bin göçmen yakalandığını belirten Bakan Soylu, "Türkiye’nin göç politikası yoktur diyenlere sesleniyorum. Bu meseleleri tam anlamıyla seslendirenler bunu hissetmediler. Yani sokakta gördüğümüz her yabancı Suriyeliyi göçmen değildir. Bunların öğretmeni, doktoru, iş adamı, mühendisi ve hizmetlisi var. Burada bir istismar oluşturmak isteyenler rant oluşturmak istiyor. Avrupa’da olağan üstü bir yabancı düşmanlığı var ve yükseliyor. Tek dertleri bunu Türkiye’ye taşımak ve özellikle Ortadoğu politikamıza çeltik atmaya çalışanlar Ortadoğu mahreçli bu işi karıştıranlar var. Üzülerek izliyoruz ki, dün göçmenler konusunda ırkçı bir pozisyon alan bazı kesimler, bugün tam tersi pozisyon ve söylemle süreci provoke ediyorlar. Bu tehlikeli ve hiç kimseye bir şey kazandırmayacak yaklaşım olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum" diye konuştu.
"SINIR DIŞI EDİLMELERİ SÖZ KONUSU DEĞİL" Bakan Soylu şöyle devam etti: "Son günlerde özellikle İstanbul üzerinden yürütülen konu, tamamen düzensiz ve kaçak göçle mücadeleyle ilgili bir konudur. Geçici koruma statüsündeki hiçbir Suriyelinin, uluslararası koruma statüsüyle ülkemizde bulunan bir yabancının veya ikamet izniyle ülkemizde bulunan bir kişinin sınır dışı edilmesi gibi bir durum asla söz konusu değildir, kabul edilebilir değildir. Bunu yapabilme kabiliyetine ve hakkına da sahip değiliz. Ne böyle bir istemimiz var ne böyle bir eylemimiz var ne böyle bir hakkımız var. Bu kadar açık ve net. Geçici koruma statüsündeki her bir Suriyelinin hangi ilde kayıt edilmişse orada ikamet edilmesini sağlamak. İkincisi de kaçak göçle mücadelenin ciddiyetle sürdürülmesi. Yaklaşık 15 günlük çalışma sonrasında hakkında işlem yapılan yabancıların yüzde 90’ından fazlası Suriyelilerin dışındaki uyruklardan oluşmaktadır."
"BAYRAMDA 20-30 BİN KİŞİ ORADA KALDI" Türkiye’de İstanbul ve Antalya’nın kayıt işlemine kapalı iller olduğunu hatırlatan Bakan Soylu, “Bunun dışında İstanbul’da kayıtsız olarak tespit ettiğimiz Suriyeli sistematiğimiz gereği önce kampa götürüyoruz. Orada kayıt yapıyoruz, hangi ile gitmek istiyorsa onu soruyoruz ve gönderiyoruz bu kadar açık ve net. Her şehrinde kendine göre bir oran belirledik ve ona göre kayıtlar yaptık. Dengeli bir dağılım belirledik ve İstanbul’da da belirli bir sayıya ulaştıktan sonra da İstanbul’u kayıtlara kapattık. Dolayısıyla geçici koruma statüsündeki Suriyelilerle ilgili bir sınır dışı söz konusu değildir. 337 bin Suriyeli kamptan ayrılıp otobüslerle insanlar güvenli bölgelere kendileri gittiler. Zannediyorum, Ramazan Bayramında gidip te dönmeyen 30 bin kişi yok. Yani biz onu, Kurban Bayramından sonra eğer dönmezlerse orada kaldıklarını kabul edeceğiz. Her bayramda oraya gidenlerden 20 bin 30 bin kişi orada kaldı. Ama şunu da söylüyorum yani Suriye’nin birçok bölgesi ölüm kokmaktadır. Kimse kusura bakmasın ve ölüm kol gezmektedir. Terör ve çeteler kol gezmektedir. Rejim ciddi bir şekilde insanları katletmektedir. Biz şimdi göz göre göre bu insanları buraya gönderemeyiz. Gittikleri yerler kendi güvenli bölgeleri. Yani bunların büyük bir bölümü Halep’ten geldiler. Şimdi gönderelim de gitsinler. Ha diyeceksiniz ki gönderin, bu bizim insanlığımıza sığmaz” diye konuştu. (İHA)