Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand ile Şule Çet’in babası İsmail Çet, aile yakınları ve tarafların avukatları katıldı. Duruşma öncesi birçok kadın ve sivil toplum kuruluşu üyeleri, Ankara Adliyesi önünde toplandı. Duruşmada verilen uzman mütalaası üzerine ifade vermek için Mersin Üniversitesinden gelen bilirkişi Hakan Kar, sanıkların tecavüz ettiği yönünde kanıtların olduğunu ifade etti. Kar, "Olay yerinde kanıt biyolojik lekeler tespit ettim. Bunun için bir inceleme yapılmasını öneriyorum. Ayrıca Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır" dedi. Kar, tırnak altı sert doku geçişinin olduğunu ve bunun sert boğuşma ile olabileceğini söyledi. Sanık Akand’ın avukatı, "Tırnak altı sert doku geçişinin sert boğuşma halinde olduğunu söyledi. Hastane raporlarında müvekkilimde darp unsuru yok. Maktulle boğuşma oluyorsa böyle bir şey mümkün mü? Çünkü müvekkilimde en ufak bir kızarıklık bile yok" dedi. Bunun üzerine Kar, "Tırnak altına doku geçmesi için iki tarafın da darp edilmesi gerekmiyor" yanıtını verdi.
"ŞULE’NİN YÜKSEKLİK KORKUSU VARDI" Şule Çet’in arkadaşı Zehra ise, tanık olarak verdiği ifadede, "Şule dört senedir okuldan arkadaşım. Çağatay’ın yanında işe girmişti. İçeride parası vardı, onu almaya gitmişti. Şule’nin yükseklik korkusu var. Hiçbir yerde camın yanında bile duramaz. Psikolojik durumunda hiçbir sıkıntı yoktu. Zaten başına ne gelirse gelsin olumlu bakardı. Olaydan üç dört ay önce Çağatay’ın kendisine bir şeyler hissettiğini düşündüğünü söylemişti" dedi. Müdahil vekillerinden Onur Tatar, "Karşı taraf avukatı, Şule’nin ders notlarından dolayı moralinin bozuk olduğunu söyledi. Biz Şule’nin transkriptini istedik. Şule Çet yaşasaydı mezun olacaktı. Biz de Çağatay Aksu’nun sicil kaydına baktık. Dolandırıcılık ve uyuşturucudan kaynaklı dosyası var. Uyuşturucu nedeniyle tedavisi var" dedi. Olay yeri fotoğraflarını mahkeme salonunda gösteren avukat Ferhat Gebeş, “Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Bunun sizin anlatımlarınızla alakası yok” dedi. Gebeş, olay yeri bulgularına göre hazırlanan rapordan bahsederek şunları söyledi: “Sanık avukatı Levent Ekmen delillerin polis tarafından karartıldığını iddia etmişti. Keşif esnasında olay yerinde inceleme yapan polise bunu söylediğimizde, olay yerini olduğu gibi muhafaza ettiğini belirtti. Sanıklara soruyorum, delilleri kim kararttı, ikiniz birlikte mi kararttınız? Şule’nin 4 metre açığa düşmesinin imkanı yok. En kuvvetli ihtimal de atıldığı. Çağatay 4.5 metreyi katederek düşmesine saniyeler kala Şule’yi tutmaya çalıştığını iddia etse de odadaki eşyaların konumu buna uygun değil. Şule’nin sol ayakkabısının önceden atıldığı açıktır. Sağ ayakkabısı da ya sonradan atıldı ya da düşme esnasında çıktı."
"DOĞA ÜSTÜ GÜÇLERİM VAR HERHALDE" Sanık Çağatay Aksu ise, “Yine bir senaryo yine bir çizim. 14 ay geçmiş. Ofis çok kısa sürede boşaltıldı. Oraya kimin gidip gitmediğini takip etmişler. ’4.5 metreyi ne ara koştun’ diyorlar. ’Şule’yi gördüm ve ayak bileğinden tuttum’ dedim. Perde mevzuu var. Nereden önceki kayıtla perdeyi görmüşler. Ayakkabıyı attığımızı iddia ediyorlar. Doğa üstü güçlerim var herhalde. Birine dokunmadan tecavüz etme, birine dokunmadan aşağıya atma” diye konuştu. Bunun üzerine salondan tepkiler yükseldi. Avukat Umur Yıldırım ise, sanık Berk Akand’ın mahkemeye sunulan telefonuna ilişkin, “Berk mahkemeye doğru telefonu vermedi. Hala deliller karartmaya çalışılıyor. Çağatay Aksu yardım ettiğini söylüyor Şule’ye ama ne 112’yi ne 155’i aramış” dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluk halinin devam kararı vererek duruşmayı 16 Ekim’e erteledi. Mahkeme, sanık avukatlarının Çet’in eski sevgilisinin duruşmaya getirilmesi talebini ise reddetti. Duruşma sonrası sanıkların yakınları ve Şule Çet’in ailesine destek için gelen kadınlar arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme sonrası konuşan baba İsmail Çet, ”Bizim üzerimize sanığın ’Kızına sahip çıksaydın’ kelimelerini kayda geçirttik. Adalete güveniyoruz. Bütün sivil örgütler yanımızda. İnşallah 16 Ekim Çarşamba günü mahkeme sonuçlanır. Adalet yerini bulur” diye konuştu. Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs 2018’de Ankara’daki bir plazanın 20’nci katından düşerek yaşamını yitirmiş, olayla ilgili Çağatay Aksu ve Berk Akand tutuklanmıştı. İddianamede sanıklar hakkında "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istenmişti. (Mehmet Kalay /İHA)