Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 19 Mart 2016 tarihinde meydana gelen canlı bomba saldırısına ilişkin tutuklu 5 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Mehmet Mustafa Çevik, Erkan Çapkın, Hüseyin Kaya, Ercan Çapkın ve İbrahim Gürler’e cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı. Duruşmaya, davanın mağdur şikayetçilerinden Adnan Oktar’ı temsilen bir avukatta katıldı.
"DEAŞ terör örgütü ve İstanbul’daki saldırı ile herhangi bir irtibatım yok"
DEAŞ terör örgütü ve İstanbul’daki saldırı ile herhangi bir irtibatı olmadığını öne süren sanık Ercan Çapkın, “İddianameye konu terör saldırısını gerçekleştiren Mehmet Öztürk adlı şahsı tanımam. Ben cezaevine girmeden önce market işletmeciliği, konfeksiyon ve kırtasiye işletmeciliği yapıyordum. Gaziantep’e Suriye’den çok sayıda mülteci gelmesi nedeniyle benim dükkanım bu şahıslardan ev arayanların uğrak yeriydi. Ben komisyonculuk yapıyordum. Bu şekilde bahse konu olan bağ evinin kiralanmasına aracılık ettim” dedi.
"Müvekkil adına şikayetçiyiz ve davaya katılmak istiyoruz”
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları reddederek, tahliyelerini istedi. Sanıkların ve avukatlarının beyanlarının ardından davanın mağdur şikayetçilerinden Adnan Oktar’ın avukatı Aysu Yılmaz söz alarak, “Sanıklardan Hüseyin Kaya’nın cep telefonunda yapılan incelemede müvekkil Adnan Oktar ile ilgili araştırma yaptığına dair bazı tespitlere ulaşılmıştır. Bunun bir suikast teşebbüsü olduğunu düşünüyoruz. Müvekkil zarar görmüş ve kendisine emniyette resen (kendiliğinden) koruma tahsis edilmiştir. Müvekkil adına şikayetçiyiz ve davaya katılmak istiyoruz” dedi.
Taleplere ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Adnan Oktar’ın dava konusu patlama ile alakalı doğrudan somut bir zararının olmadığı, sanık Hüseyin Kaya’nın internet üzerinde yapılan aramalarının hazırlık hareketi mahiyetinde kaldığı gerekçesiyle Oktar’ın davaya katılma talebinin reddedilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Hüseyin Kaya, Ercan Çapkın, İbrahim Gürler, Mehmet Mustafa Çevik’in suç şüphesinin varlığını gösterir somut deliller bulunması, sanıkların üyeleri oldukları iddia edilen terör örgütünün ağırlıklı olarak yurt dışını faaliyet merkezi seçmesi, bir kısım sanıkların yasa dışı yollarla yurt dışına giriş çıkış yaptıkları gerekçeleriyle tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, sanık Ercan Çapkın’ın savunmasının alınmış olması, tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu göz önüne alındığında suç vasfının lehine değişim ihtimali, sanığın sağlık sorunu dikkate alındığında ceza infaz kurumunda tutuklu kalmasının orantılı olmayacağı gerekçesiyle tahliyesine hükmetti. Mahkeme, bu sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağı koyarak, haftada iki gün en yakın karakola giderek imza atmasına karar verdi. Şikayetçilerden Adana Oktar’ın iddianameye konu saldırıda herhangi bir şekilde yaralanmadığını kaydeden mahkeme, terör örgütüne üye olmak suçunun devlet aleyhine işlenen suçlardan olduğunu belirterek, Oktar’ın davaya katılan sıfatıyla kabul edilmesi talebini de reddederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Taksim İstiklal Caddesi’nde 19 Mart 2016 tarihinde gerçekleştirilen saldırıda 4 kişinin öldüğü, 44 kişinin yaralandığı belirtilmişti. İddianamede saldırıda kendini patlatan canlı bomba Mehmet Öztürk’ün de ölümünden sorumlu tutulan sanıklar Ercan Çapkın, Erkan Çapkın ve Hüseyin Kaya’nın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “genel güvenliğin tehlikeye sokulması”, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak”, “5 kez kasten öldürme”, “44 kez kasten öldürmeye teşebbüs” ve “terör örgütü yöneticiliği" suçlarından 1’er kez ağırlaştırılmış müebbet, 5’er kez müebbet ve 410 yıldan 686 yıla kadar hapisleri istenmişti. Şüpheliler Mehmet Mustafa Çevik ve İbrahim Gürler hakkında ise "terör örgütü üyeliği" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
İHA