Paris
Fransa'nın başkenti Paris'te uzun yıllar araştırmalarını yürüten Hamidullah, 19 Şubat 1908'de Haydarabad Nizamlığı'nda (bugünkü Hindistan'da) dünyaya geldi, 17 Aralık 2002'de ABD'de yaşamını yitirdi.
Haydarabad Nizamlığı'nda Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İslam hukuku ve devletler hukuku profesörlüğü yapan Hamidullah, aynı zamanda toplumsal hayatta karşılaştığı kişiler üzerinde bıraktığı etkiyle tanınıyor.
Hamidullah'ın, yıllarca vatansız olarak yaşadığı ve İslam davasını anlattığı Paris'teki hayatını tarihçi Sellam ve Adda'wa Camisi Derneği Başkanı Ahmed Ouali, AA'ya anlattı.
Sellam, yakinen tanıdığı Hamidullah'ın Paris'e ilk kez 1932'de gelerek 2 yıldan kısa bir sürede "ilk dönem İslam diplomasisini" konu alan tezini tamamladığını ve ülkesine geri döndüğünü belirtti.
Hamidullah'ın, daha sonra 1948'de Osmanlı yanlısı Haydarabad Nizamlığı'nın bağımsızlığını savunmak için Birleşmiş Milletlere gittiğini ifade eden Sellam, Haydarabad'ın Hindistan'ın yönetimine geçmesiyle burada taleplerine karşılık verilmeyen Hamidullah'ın aynı yıl Paris'e yerleştiğini anlattı.
Sellam, Haydarabad'daki kütüphanesinin yakılmasından üzüntü duyan Hamidullah'ın Paris'te kütüphanelere yakın Latin Mahallesi'ndeki Tournon Sokak 4 numaraya yerleştiğini belirtti.
Hamidullah, Paris'teki Müslüman bilgin
Hamidullah'ın İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in hayatına ilişkin bir el yazmasını getirdiğini kaydeden Sellam, böylece kendisinin Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezine (CNRS) 1954'te kabul edildiğini söyledi.
Sadek Sellam, Hamidullah'ın üstadı Fransız İslamolog Louis Massignon'un, İslam bilgini için "(Muhammed) Hamidullah Bey genç nesle ait, fakat İslam'ın başlangıcı hakkındaki el yazmaları bilgisi konusunda bizim rehberimizdir, üstadımızdır." sözlerini kullandığını dile getirdi.
Sellam, Hamidullah'ın İstanbul Üniversitesinde de her yıl bir dönem eğitim verdiğini ve özellikle şarkiyatçıların kaybolduğunu düşündüğü el yazmalarını bulmakta uzmanlaştığını ifade etti.
Hamidullah'ın Paris'teki Müslüman toplumuna yönelik faaliyetleri
Sellam, Hamidullah'ın Paris'te yaşadığı yıllarda göçmen işçilerden oluşan ciddi bir Müslüman toplumunun varlığından bahsetti.
Hamidullah'ın Massignon ile İslam Kültür Merkezini 50'li yılların başında kurduğunu söyleyen Sallem, Hamidullah'ın baş konferansçı olduğu Fransa'daki İslami Talebeler Derneğinin de 1963'te kurulduğunu belirtti.
Sellam, Hamidullah'ın birçok talebe yetiştirdiğini ve Paris Ulu Camisi'nde her cuma hutbeden önce ders verdiğini söyledi.
Hamidullah'ın Paris hayatının sonlarına doğru konferanslarını, Adda'wa Camisi'nin açılışıyla Paris'teki yoksul bir semte taşıdığını söyleyen Sellam, "Görev onu nereye çağırırsa oradaydı." dedi.
"En iyi ilimler, topluma faydalı olanlardır"
Sellam, Hamidullah'ın burada el yazmalarında keşfettiği yeni şeyleri göçmen işçilere aktardığını ve haftalık düzenli konferans verdiğini aktardı. Tarihçi Sellam, "(Hamidullah) 'En iyi ilimler, topluma faydalı olanlardır' ve 'Allah rızası için öğretilendir' (şeklindeki) Müslüman özdeyişlerini uygulamıştır." ifadesini kullandı.
"Birçok Fransızın İslam dinini seçmesine vesile oldu"
Sellam, "Birçok Fransız, Hamidullah onlara açıklama zahmetine girdiği ve manevi araştırmalarında onlara yardım ettiği mektuplaşmalardan sonra İslam'ı seçti." dedi.
Tarihçi Sellam, Hamidullah'la tanışıp onun anlattıklarından etkilenen rahip Abdelmagid Jean-Marie Duchemin'in, ardından İslam'ı araştırıp Müslüman olduğunu aktardı.
Dönemin şarkiyatçılarının, Hamidullah'ın bilginliği karşısında saygıyla eğildiklerini söyleyen Sellam, "(Hamidullah) İslam'ın, hukuk devleti ve yazıya, düşünceye, içtihada dayalı bir medeniyet kurduğunu göstermek istiyordu." diye konuştu.
"İslam'ı seçmeye gelen kişilerle bizzat ilgilendi"
Adda'wa Camisi Derneği Başkanı Ahmed Ouali, "Profesör Hamidullah'tan bahsetmeden, bu camiden bahsedemeyiz" diyerek, bu cami vesilesiyle tanıdığı Hamidullah'ın burada Müslüman topluma verdiği hizmetlerden bahsetti.
Ouali, Hamidullah'ın İslam'ı seçmeye gelen kişilerle bizzat ilgilendiğini ve kendi eliyle hazırlayıp imzaladığı sertifikalar dağıttığını ifade etti.
Ouali, Hamidullah'ın titizlikle yürüttüğü bir diğer faaliyetin ise, nikah merasimleri olduğunu anlattı.
"(Hamidullah'ın) tevazusu öyle ki fotoğrafını aramak istediğimde, bulamadım. Çok eski bir fotoğraf elime ulaştı." diyen Ouali, Hamidullah'ın fotoğraf çektirmeyi reddettiğini, iştirak ettiği konferanslarda kamera ve fotoğraf olması halinde metinlerini bir başkasına okuttuğunu aktardı.