Yoğun gündem nedeniyle geçmişte çok şey paylaştığım ancak söz verdiğim için yansıtamadığım sayın başkanım sevgili dostum ile ilgili bir şeyler karalamak bugüne kısmet oldu.
Mekânı cennet olsun... Ne mutlu ona ki, sağlığında anlatamadığı ‘insanlığı’ ebediyete intikalinden sonra hissettirebildi kimilerine... Çünkü o; saygın bir iş adamı ve popüler bir kimliğe sahip olmasına karşın ne acıdır ki, yaşamında ‘saygısızlıkla’ sadece futbolda yüzleşti!
Katlandıysa Bursaspor içindir...
Sabır taşını bile çatlatacak düzeyde hakarete varan eleştiri sağanağında seviyesizlerin seviyesine inip, ağızlarının payını vermediyse asaletindendir... ’Ağır baş’ ağır geliyordu Bursaspor üzerinden hafiflemek isteyenlere...Ancak o beğenmedikleri başkan ve yönetimi, tarihi bir şampiyonluğa imza attılar.
Tarihi!
Hatırlanacaktır geçmişte vasiyeti üzerine ailesi tarafından hazırlanıp gösterime sunulacak belgeselin adı da süslenip ambalajlanan o müthiş başarı öyküsüne fiyonk olmuş, cuk oturmuş o muhteşem görselin adı neydi?
‘Tarih Yazıcı’...
Tarih; hesap sormaz, sadece yazar... Tarih kişilik ayırt etmez, yapılanları sıralar, bunlardan sonuç çıkarmayı okuyanlara bırakır. Tarih; ihanetler de görmüştür, onuru için kendini feda edenleri de... Hepsini tartmış ve yerine yerleştirmiştir. Tarih adam kayırmaz, torpil yapmaz. Uğuruna ölenleri de yazar, uğruna öldürenleri de...Tarih, Timsah’ı ilk kez 2. Lig’den çıkaran Muzaffer Baştaymaz ile düştüğü yerden kaldırıp ikinci kez yuvasına döndüren Levent Kızıl’ı da yazar...
Bursaspor’un en çok ve en haklı olarak övündüğü özelliği ise 26 yıl aradan sonra Anadolu’dan çıkan ‘İlk Şampiyon’ unvanı ve ‘5.Büyük’ apoletiyle ‘tarih yazması’, futbol tarihine ilk kez Bursa’dan İstanbul’a kilometre taşlarını döşemesidir. Tarih bunları not düşerken yazmak üzere, kulübünü ve başkanını mahkeme kapılarına götürenleri unutmaz...
O başkanın izzet-i nefis savunmasını yaparken, koskoca bir camianın izzet-i nefsi için savaştığını da unutmaz.
Ve bugün...
Bursaspor Genel Kurulu çok yakında yeni başkanını ve de yönetimini seçecek.
İyi güzel de...Merhum İbrahim Yazıcı’dan sonra göreve gelen, tüm hedeflerde karavana atan, borcu borçla katlayan nasıl bileceğiz?
Tarih bize nasıl aktaracak onları?
Einstein'ın, ‘Hayal kurma bilgiden daha önemlidir’ sözü geliyor aklıma...
Acaba o başkanlar göreve gelirken neleri hayal etti?Timsah’ı gerçek yuvası Süper Lig’e yeniden döndürmeyi mi?
Yoksa 30 yılı aşkın bir süre sonra Türkiye Kupası’nı kulüp müzesine koymayı mı?
Liderler hayal ederler. Hayal ettikleri için liderdirler.Ama gerçek liderler hayal ettiklerini yaparlar.
O yüzden hiç unutulmazlar…