AB üyesi ve aday ülkelerin bakanları, milletvekilleri, diplomatları, iş adamları, kanaat ve sivil toplum örgütü önderlerinin katıldığı ve 11-12 Haziran tarihlerinde Hollanda Kraliyet Prensesi Mabel Van Oranje başkanlığında Brüksel’de gerçekleştirilen Avrupa Dış İlişkiler Konseyi toplantılarına Ukrayna sonrası Avrupa düzeninin nasıl şekilleneceği ve IŞİD konusu damga vurdu.
Ukrayna krizinde çözüm arayışları ve IŞİD’in silahlı faaliyetleri ile bölgede değişen dengeler ve yaşanan gelişmelere Avrupa’nın olumlu anlamda nasıl bir katkı sağlayabileceğinin tartışıldığı konsey toplantılarına Türkiye’den, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Üyeleri Kemal Derviş ve İşadamı Ekim Alptekin katıldı.
Paneller ve paralel oturumlar eşliğinde gerçekleştirilen görüşmelerde Ukrayna krizine ilişkin tarafların çözüme ulaşmak için siyasi irade göstermemelerinin altı çizilirken Irak-Suriye bölgesindeki gelişmeler ve IŞİD faktörü ile ortaya çıkan sonuçların değerlendirildiği oturumda Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Asistan Profesör Behlül Özkan bir konuşma yaptı.
“TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SONUÇLARI DEĞERLENDİRİLDİ”
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde Türkiye’deki seçim sonuçları ile ekonomik gidişat da değerlendirildi. Türkiye adına bir konuşma yapan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Üyesi İşadamı Ekim Alptekin, Türk demokrasinin her geçen gün geliştiğine değinerek şunları söyledi:
“Türkiye kritik bir seçim süreci geçirdi. Hem yeni iktidarın belirlenmesi hem de ekonomiye bakan yönüyle önemliydi. Kazanan demokrasi oldu. Türk demokrasisi her geçen gün gelişiyor. Seçim barajının kaldırılması da demokrasiye katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte Türk halkının talebinin, ekonomik reformların sürdürülmesi ve herkesi kucaklayan bir anayasa yapılması yönünde olduğunu görüyoruz. Ekonomi ise dayanıklı duruşunu sürdürüyor”.
Kemal Derviş ve İşadamı Ekim Alptekin’in yanı sıra Ahmet Davutoğlu’nun da aralarında bulunduğu 170 üyeye sahip olan ve Avrupa liderlerinin stratejik iletişim platformu haline gelen Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR)’nin, Ukrayna ve IŞİD başta olmak üzere dünyada farklı bölgelerde yaşanan sıcak gelişmeler hakkında Avrupa’nın nasıl bir tavır sergileyeceğine yön vermesi bekleniyor.