Deniz kaplumbağalarının üremesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama Araştırma Merkezi (DEKUYAM) Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene, bu yıl yapmış oldukları deniz kaplumbağaları projesinde bereketli bir yıl yaşadıklarını söyledi. Kazanlı, Alata ve Davultepe kumsallarında yuva sayılarının beklentilerinin çok üstünde olduğunu vurgulayan Ergene, bu anlamda baktıklarında deniz kaplumbağaları açısından şanslı bir yılı geride bıraktıklarını vurguladı.
"BİN 705 YUVAYA ULAŞARAK, REKOR KIRDIK"
Özellikle Kazanlı kumsalındaki çalışmalarda en yüksek sayıya ulaştıklarının altını çizen Ergene, "Şu anda 1988 yılından beri yapılmış olan bütün çalışmaların içerisinde en yüksek rakamı yakaladık ve geçen yıl ki sayıyı bile 3’e katlamış durumda. Dolayısıyla baktığımız zaman oldukça başarılı bir yıl. Sadece Kazanlı’da bin 705 yuva tespit ettik. Bin 705 yuva inanılmaz bir sayı. Özellikle Kazanlı için düşündüğümüzde geçen yıl 865, önceki yıl 400, daha önceki yıl 600 yuva vardı. Bu yıl çıkan yuva sayısı olağanüstü, yüksek bir rakam. Tabi bu rakamın oluşmasındaki en önemli etken biz yaklaşık 8 yıldır Kazanlı’da çalışıyoruz ve her yıl aynı sistemle çalışıyoruz. Sistemli korumanın bir getirisi bu aynı zamanda. Tabii ki orada yapmış olduğumuz çeşitli iyileştirmeler var. Bu nedenle çok olumlu sonuçlar ve hakikaten yüzümü güldürüyor" şeklinde konuştu.
"KAZANLI’DA 130 BİN YAVRU KAPLUMBAĞA DENİZLE BULUŞTU"
Kazanlı’da bin 705 yuvadan 130 bin yavru kaplumbağanın denizle buluştuğuna vurgu yapan Ergene, "Bu çok önemli bir rakam. Çünkü 130 bin yavrunun denize ulaşması demek, bin yavrudan bir tanesi ancak hayatta kaldığı için çok önemli bir rakım. Dolayısıyla bin yavrudan bir tanesi hayatta olunca 130 bin yavru demek 130 anaç kaplumbağa demek. 130 tane canlıyı 20 yıl sonrasında aynı kumsallarda görme şansımız olacak her şey yolunda gidecek olursa. Bu nedenle Kazanlı kumsalı bu yıl rekor kırdı. Hakikaten tam anlamıyla popülasyon patlaması yaşadık. Çok çok önemli rakamlar elde ettik. Çünkü Doğu Akdeniz bölgesinde yeşil deniz kaplumbağası popülasyonu çok sınırlı. 600’lerden, 700’lerden bahsediliyordu. Bu anlamda baktığımız zaman neredeyse bu popülasyonun yüzde 80’ine yakını Kazanlı kumsalına yuva yapmış oldu. Alata’da benzer sonuçlar aldık. Alata’da 382 yuva var. Davultepe’de de 138 yuva vardı. Dolayısıyla Mersin bu yıl deniz kaplumbağası popülasyonuna çok büyük bir katkı sağlamış oldu. Bu bizim açımızdan çok yüz güldürücü bir durum" ifadelerini kullandı.
"TÜM DÜNYANIN GÖZÜ HER ZAMAN KAZANLI’DA"
Tüm dünyanın gözünün her zaman Kazanlı’da olduğunu ifade eden Ergene, “Çünkü tüm Akdeniz bölgesinin yeşil deniz kaplumbağası ile ilgili popülasyonu bu bölgededir. Bu bölgede bu kadar yüksek bir sayıya ulaşmak demek popülasyonun durumunun iyi gittiği yönünde bize bir işaret. İkincisi çalışmalar çok başarılı. Üçüncü olarak da popülasyonu ayağa kaldırma şansımız var. Evet nesli tehlikede hatta yeşil deniz kaplumbağası kritik olarak nesli tehlikede olan bir kaplumbağa. Dolayısıyla Avrupa’dan geri dönüşler çok olumlu çünkü sayı gittikçe her gün artıyor. Bir de Kazanlı gibi bir yerde artıyor sayı. Bu dünya içinde yüz güldürücü oldu. Bu inanılmaz bir rakım. Her yıl ben endişeli endişeli konuşurum ama bu yıl için baktığımızda bu rakamlar böyle gidecek olursa bir 20 yıl sonrasında belki bu hayvanlar nesli tehlikeden kurtulmuş olacak” diye konuştu.
"MERSİN GENELİNDE 140 BİNİN ÜZERİNDE YAVRU KAPLUMBAĞA DENİZLE BULUŞTURULDU"
Mersin genelinde 140 binin üzerinde yavrunun denizle buluştuğunu vurgulayan Ergene, “Biz bu hayvanları nesli tükenmekten kurtardık dememiz için anaç halinde görmemiz gerekiyor. Biz 8 yıldır bunun üzerinde çalışma yapıyoruz. Bizim bu süreç içerisinde denizle buluşturduğumuz kaplumbağalar henüz tam anlamıyla büyümedi. Çünkü bunlar birçok tehlike ile karşılaşıyorlar. Denizle buluşturduğumuz kaplumbağalar tüm zorlukları başarı ile geçecek olurlarsa bunu ancak 25 yıl sonra konuşabiliriz. Şu anda bunu konuşmak için çok erken. Ama popülasyon dinamiği açısından baktığımızda binli sayılardan bahsettiğimiz zaman evet popülasyon bir nebze kendine geldi, toparladı diyebiliriz. Çünkü geçmiş dönemlerde 10 binler, 500 binler, 1 milyonluk sayılardan bahsedilirken bu kadar sayıdan bahsedilen canlı şu anda tüm Akdeniz için baktığımızda Doğu Akdeniz’de küçük bir parça olarak kalmış" dedi.
(İHA)