Tekruri, yaptığı açıklamada, Mısır yönetimi tarafından Gazze'deki tünellere su pompalanmasının, İslam dünyasının Filistin'e ulaştırmak istediği gıda, ilaç gibi yardımları engellemek amacı taşıdığını belirtti.
Filistin halkının kendi hakkını savunmasına engel olmak, kendini ifade etmesini önlemek, direnişini kırmak için bu tür yıldırma politikalarının uygulandığını vurgulayan Tekruri, "Tünellere su basılması büyük bir zulümdür. Yapılanların amacı, Filistin'in bütün İslam toplumundan bağını kesmektir" ifadesini kullandı.
Tekruri, Filistin halkının sorunlarının tüm İslam dünyasını ilgilendirdiğine dikkati çekerek, İslam dünyasına, Filistinlilere destek çağrısında bulundu.
İslam ümmetinin Filistin ile ilgilenmesi gerektiğine işaret eden Tekruri, şunları kaydetti:
"Bazen cılız sesler güçlüymüş gibi görülebilir ancak hiçbir zaman güçlü olmamıştır. Sessiz duran büyük yığınlar her zaman güçlüdür. Şartlar ve sistem ne olursa olsun, biz inanıyoruz ki Mısır halkının kanında, Filistin halkının kanı vardır. Üst yöneticilerin bakış açısı böyle olmayabilir. Mısır ve Filistin halkları kardeştirler, birbirlerinden ayrılmaları mümkün değildir. Doğrusu büyük bir Arap devleti olarak Mısır'dan beklediğimiz, Filistin halkının yanında durması, yerini almasıydı. Bu tünellere su basılmasına ilk önce Mısır'ın karşı çıkması gerekiyordu. Tünellerin kapalı olması sadece bizim için değil, Mısır için de sıkıntıdır. Mısır'ın bunun farkında olması gerekiyordu ama maalesef bunun tam tersi oldu."
Filistinlilerin "can damarı" tüneller
İsrail ablukası altındaki Gazze'de demokratik seçimle göreve gelen Hamas'ın yönetimi devralmasının ardından 2007 yılında Mısır-Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı ticari geçişlere kapatılmıştı. Filistinliler de gerek İsrail ablukası gerekse sınır kapısının kapatılması nedeniyle temel ihtiyaçlarını giderebilmek için tünellere yönelmişti.
Gazze-Mısır arasındaki çok sayıda tünelden başta temel gıda maddeleri ve ilaç olmak üzere canlı hayvan dahil Gazze halkının ihtiyacı olan birçok malzeme geçirilirken, Mısır'da 3 Temmuz 2013'teki darbenin ardından iktidara gelen askeri yönetim, Filistinlilerin "can damarı" olarak nitelendirdiği tünellerin büyük kısmını yıkmıştı. Son olarak Mısır, Gazze sınırına büyük su boruları döşeyip tünellere deniz suyu pompalamaya başlamış, bu durum sınırdaki bazı binaların yıkılmasına neden olmuştu.