Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Uysal Altundağ, Türk Metal Sendikası Dergisi için bir makale kaleme aldı. Derginin son sayısında yayınlanan makalede, Altundağ, medyanın işçilerin mücadelesini topluma duyurmamasından yakındı.
Altundağ, “Kendi penceremizden baktığımızda göreceğimiz en önemli şey, işçi sınıfını temsil edecek iletişim kanalı sayısının neredeyse yok denecek kadar az oluşudur. Hatta bunların arasında, sendikalı oldukları için çalışanların işine son verenler bile var maalesef” diye yazdı.
"KAMERAMAN KEDİYİ ÇEKİYORDU"Altundağ, bu tespitini örnekle de şöyle açıkladı:
“İzmir’de kurulu BMC işyeri henüz el değiştirmemişken o işyerinde çalışan arkadaşlarımız, alacakları için iki ayrı koldan İstanbul’a ve Ankara’ya yürümüşlerdi. Binlerce insan eylem yapıp taleplerini dile getirirken orada bulunan televizyon kanallarının kameraları, ağaçta asılı kalmış bir kediyi çekmeyi tercih etmişti. Bu kadar insanın mücadelesini ‘Neden görmezden geliyorsunuz’ diye sorduğumuzda ise kendisi de emekçi olan kameraman, kanalın bunu istemediğini anlatmıştı.
“SOSYAL MEDYA İLE SİNERJİ YARATABİLİRLER”Ulusal ve yerel medyanın büyük ölçüde sermayenin kontrolünde olduğu; medya emekçilerinin örgütsüz, sendikasız çalıştığı; sendikaların, sermaye kontrolündeki medya tarafından görmezden gelindiği bu noktada sosyal medya ve dijitalleşme, iletişimin çok çok önemli olduğu sendikal mücadeleye çok daha büyük fırsatlar sunuyor. Mücadele eden, ancak kamuoyuna sesini duyuramayan sendikalar, sosyal medya ve internet üzerinden faaliyet gösteren dijital iletişim kanallarını kullanarak, diğerlerinden kat ve kat fazla etki yaratacak bir sinerji yaratabilirler.”
“İŞÇİLERİN YÜZDE 70'İ SOSYAL MEDYADAN BİLGİ ALIYORİşçilerin neredeyse tamamının bir sosyal medya hesabı olduğuna dikkat çeken Altundağ, “İşçilerin yüzde 70’i, internet ve sosyal medya üzerinden, sendikalardan ve diğer kaynaklardan bilgi alıyor. Artık sendikalar, üyelerine ulaşabilmek, hatta örgütlenebilmek için o avuç içindeki cam ekranı etkili ve verimli kullanmak zorunda” dedi.
ÖRGÜTLENME ÖRNEGİNİ ANLATTISosyal medya üzerinden örgütlenme çalışması bile başlattıklarını anlatan Altundağ, “Bursa’da kurulu olan BODO BODE işyerindeki örgütlenme çalışmaları, işyerinin ürün verdiği MAN işyerimizde çalışan bir üye arkadaşımızla sosyal medya üzerinden kurulan bir arkadaşlık sonucu başlamamış mıydı” dedi.
Altundağ, sosyal medyanın sendikal çalışmaları duyurma açısından da kritik olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Sendika yöneticisi daha konuşurken bir akıllı telefon aracılığıyla yapılan canlı yayınla, konuşma sosyal medyada tüm kamuoyuna duyurulabiliyor. Canlı yayın sayesinde vücut dilinin, vurguların da görünür olması sayesinde konuşma, bir bütün olarak tüm etkisiyle kitleye anlık olarak geçebiliyor. Çok önemli ve kritik dönemlerde gerçek ve sağlıklı bilginin anında üyelere iletilebilmesini sağlaması ise olası yanlış anlama ve bilgi kirliliğinin önüne geçerek sendikalara rahat nefes aldırıyor.”
GELENEKSEL YÖNTEMİ UNUTMAMA ÇAĞRISI YAPTIAltundağ, sosyal medyanın getirdiği kolaylıkların yanında örgütlenmenin özünü geleneksel yöntemlerin oluşturduğunu ise şöyle anlattı:
“Sendikacılar, işçi sınıfının hak ve özgürlüklerini savunmak, onlara insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlamak için işçilerin kendi aralarından seçerek görevlendirdikleri kişilerdir. Bu görevin özü, işyerinde 2 bin derece sıcakta çalışan üye arkadaşlarıyla yan yana durmaktır. İşyerinde her zaman temsilcisini gören işçi, kendisini daha güçlü hisseder. Sendikacılık, dokunarak, birebir konuşarak, işyerindeki sıcağı, soğuğu, pası hissederek yapılır; böyle devam ettirilebilir.”