Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) 29 Aralık 2023'te dava açmıştı. Türkiye de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin açtığı davaya müdahil olma başvurusu yaptı. TBMM Adalet Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Cüneyt Yüksel, Türkiye'nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel, Anayasa Komisyonu Üyesi Cahit Özkan2dan oluşan Türk heyeti Lahey'deki Adalet Divanına geldi. Bilgi, belge ve kanıtların yer aldığı 46 sayfadan oluşan kapsamlı dosyayı Uluslararası Adalet Divanı'na teslim etti.Ne olmuştu
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) dava açmıştı. UAD, 26 Ocak'ta aldığı ihtiyati tedbir kararında İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına hükmetmişti. 24 Mayıs'ta ise UAD, Refah'ta sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek, İsrail'in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına ve Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutması yönünde bir ihtiyati tedbir kararı almıştı.Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulunmuştu
Davaya bugüne kadar Nikaragua, Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya müdahillik talebinde bulunurken UAD, bu başvurular ile ilgili henüz karar vermedi.Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin davaya görüş sunması için son tarihi 28 Ekim 2024, İsrail'in karşı görüşünü sunması için son tarihi 28 Temmuz 2025 olarak belirlendi. Divan'ın bugüne kadarki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda, dava sürecinin 4-5 yıl sürebileceği değerlendirilmektedir.Neden önemli
Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'na müdahillik beyanı, Divan'ın Statüsü'nün 63. maddesindeki "Uyuşmazlığın taraflardan başka devletlerin de katıldığı bir sözleşmenin yorumlanması söz konusu olduğu zaman, yazman bu devletlere hemen durumu bildirir. Bu şekilde bilgilendirilen her devlet davaya müdahil olma hakkına sahiptir” ifadesine dayanıyor.Türkiye'nin beyanı kapsamlı ve iyi savunulmuş beyan
Türkiye'nin beyanı, başvuruda bulunan diğer ülkeler arasında en ayrıntılı, kapsamlı ve iyi savunulmuş beyan olduğu ifade edilirken Divan, Türkiye'nin müdahilliğine Güney Afrika ve İsrail'e bildirerek yazılı gözlemlerini isteyecek.
Türkiye'nin bu titiz yaklaşım, UAD'ye Soykırım Sözleşmesi'ni doğru bir şekilde yorumlaması için sağlam bir hukuki çerçeve sunuyor. Türkiye'nin sunumu, sözleşmenin 1, 2 ve 3. maddeleri kapsamındaki yükümlülükleri tanımlarken, soykırım eylemlerinin soruşturulması ve kovuşturulması için gerekli tedbirlere duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.Türkiye'nin müdahalesinin ayırt edici özelliklerinden biri, İsrail'in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki Politika ve Uygulamalarından Kaynaklanan Hukuki Sonuçlara ilişkin son UAD danışma görüşüyle uyumlu olmasıdır. Türkiye, bu şekilde hukuki argümanlarını güçlendirmekte ve müdahalesinin önemini arttırıyor.