Uganda
Jinja şehrinde, "SLOCA" adlı bir dernek kuran Halil İbrahim Güntekin, özellikle ülkenin geri kalmış kırsal kesimine yönelik yardım çalışmaları düzenliyor.
Temiz içme suyuna erişimde sıkıntı yaşanan köylerde bugüne kadar 300'den fazla su kuyusu açtıran Güntekin, farklı yardım kuruluşları tarafından yaptırılan ancak zamanla arızalandığı için çalışmayan su kuyularının da tadilatını yaptırıyor.
Güntekin, ihtiyaç sahipleri için kurban kesimi, gıda yardımı ve gelir getirici süt keçisi dağıtımı da organize ediyor, kırsal kesimlerdeki çocuklar için sünnet organizasyonları yapıyor.
Güntekin ayrıca, Türkiye'den Uganda'ya gelen Türk yardım kuruluşlarına da katkı sunuyor.
Halil İbrahim Güntekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2020'de Uganda'ya yerleşmesinin ardından SLOCA derneğini kurduğunu dile getirdi.
Derneğin her yıl Uganda devleti tarafından denetlendiğini söyleyen Güntekin, ülke genelinde sürdürdükleri yardım faaliyetleri kapsamında yaklaşık 5 bin süt keçisi dağıttıklarını kaydetti.
Yardım ettikleri insanları sürekli ziyaret ettiklerinin altını çizen Güntekin, kendisine Swahili dilinde "sıkıntıları örten" anlamına gelen "chibuka" lakabının verildiğini ifade etti.
Yaptıkları çalışmalardan dolayı özerk Buganda Kralı'nın da takdirini kazandığını dile getiren Halil İbrahim Güntekin, Kral'ın düğün törenine dahi davet edildiklerini söyledi.
Türk yardım gönüllüsü Güntekin, şunları kaydetti:
"İnşallah hizmetlerimizin devamını en iyi şekilde yaparak ülkemizi ve milletimizi en iyi temsil etmenin derdindeyiz. Çünkü 'Afrikalılardan maddi olarak altınlarını, elmaslarını, petrollerini alalım' diye düşünen bir Türk vatandaşının olduğunu düşünmüyorum. Sadece derdimiz buradaki insanların daha düzgün bir yaşayışa, daha medeni bir ortama ulaşması. Bazı köylere gidiyorsunuz yemek pişirmeye, yemek organizasyonu yapacaksınız, köylere gittiğimizde normalde insanlar yardım eder ekibimize. Şunu yaşadığımız köyler oluyor, 'Kadınlar hadi pilavı pişirsinler bize büyük kazanda' diyoruz. Kadınlar daha önce pirinç görmemiş. Bunları yaşadıktan sonra farklı duygular yaşıyorsunuz, 'Nasıl yani?' diyorsunuz. Bu ülkede pirinç de yetişiyor. Bu insanın o pirinci alma şansı yok, onların gelirleri yok yani ancak ektiklerini yiyebiliyorlar. Bizim derdimiz de o en muhtaç insanları bulup onlara ulaşıp inşallah hizmet etmek."