Lice İlçesi Kayacık Köyü'nde, Kalekol protestosu sırasında Medeni Yıldırım'ın vurularak öldürülmesinin ardından, bir grup gösterici Diyarbakır- Bingöl karayolunu trafiğe kapatarak, sivil araçla Erzurum'a giden Uzman Çavuş Yetkin Beğen'i kaçırdı. PKK'lılara teslim edilen Beğen 4 gün sonra serbest bırakılırken, savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı. Fotoğraf teşhisi yaptırılan Beğen, İzzet Tekin ve Selim Alagöz'ün kaçırma olayına katıldığını söyledi. Bunun üzerine İzzet Tekin, başka bir olay için ifade vermeye gittiği savcılıkta, Selim Alagöz ise operasyonla yakalanarak tutuklandı.
GÖZLERİ YAŞARAN PKK'LI
Savcıya ifade veren Uzman Çavuş Yetkin Beğen, Teslim edildiği PKK'lı teröristlerin kendisini bir çalılığa götürdüklerini belirterek şunları anlattı:
"'Reber' kod Mehmet Şah Yıldeniz yanımıza geldi. Görevimle ilgili soru sorup, beni darp etti. Beni ağaçlık alanda yürütüp bir yere getirdiler. Gruba her katılan örgüt mensubu beni darp etti. Beni kaya içine oyulmuş bir sığınağa indirdiler. Ellerimi kelepçeleyip, ayağımdan zincirlediler. Reber kod adlı sorumlu tarafından sorgulandım. Sorgu sonunda PKK'ya katılmamı istedi. Söylediklerini yapmazsam beni halkın eline verip linç ettireceklerini söyledi. Darp edildiğimi ve aşağılandığımı, bizim bir örgüt mensubunu yakalamamız halinde kötü muamele yapmadığımızı söyledim. Sorgu bitince gelen bir kişi ile sohbet ettik. Aile konusu açılınca gözleri yaşardı. Bunun üzerine hemen gözlerimi bağladı. Akşam beni çadıra koyup ellerime kelepçe, ayağıma zincir vurdular. İstihbaratın köylerdeki bağlantılarını, köylere nasıl gidildiğini, karakollarda kaç asker olduğunu ve aile bilgilerimi sordular. Aile bilgilerimin ellerinde olduğunu anladım. Söylediklerimin tatmin etmediğini, ısrar edersem işkence ile konuşturacaklarını söylediler."
PKK'LININ SİLAHINI ALDIM
PKK'nın elinden kaçma girişiminde bulunduğunu ancak başarılı olamadığını belirten Uzman Çavuş Beğen şöyle devam etti:
"Nöbetçi örgüt mensubu silahını kayaya dayamış, tütün sarıyordu. Uzaklaşınca ani bir hareketle silahı aldım. Emniyeti açıp sırt üstü döndüm. Silahı örgüt mensubuna çevirdim ve ateş etmek istedim. Kelepçe olduğu için hareket edemedim. Silah ateş almadı. Bu sırada arkadan biri kafama dipçik ile vurdu ve silahı elimden aldı. Üzerime ayağı ile bastığında Reber olduğunu gördüm. Ayaklarımı zincirleyip gözlerimi bağladılar. Başımdan ve vücudumdan kan geliyordu. Pansuman yapıp kayalığın içine götürdüler. Son gün sığınaktan çıkarıp gözlerimi bağladılar. Üzerimdeki kanlı elbiseleri çıkarıp yeni elbise giydirdiler. Sonra yola indirip heyete teslim ettiler" dedi.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Hazırlanan iddianamede şüphelilerin 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma', 'Mala zarar verme', 'Terör örgütüne yarar sağlamak amacıyla yağma', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'Terör örgütü propagandası yapma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 60'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
TANIK UZMAN ÇAVUŞ: SANIKLAR OLAY YERİNDE YOKTU
İddianamenin kabulünün ardından iki sanığın yargılamasına 2014 yılında 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İlk celsede ifadesi alınan tanık Uzman Çavuş Serkan Aldemir olay günü iki araçla Erzurum'a doğru yola çıktıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Yol kesilmişti. Silah ve askeri kimliğimi koltuğun altına sakladım ve aracımdan indim. İnsanların arasına karışarak ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bu sırada kargaşa yaşandı. Kendimi tarlaya attım. Uzun otların arasında yol açılana kadar saklandım. Sonra kalabalığa karışıp, aracımla karakola gidip durumu anlattım. Sanık İzzet Tekin olay yerinde yoktu. Selim Alagöz'ün olup olmadığını bilmiyorum. Savcılıkta emin olmadığımı söyledim. İzzet Tekin'i, yüzü kapalı kişiler içinde bile benzettiğim kimse yok."
SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİLER
Özel yetkili mahkemelerin kapatılması ile 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden yargılamada savunma yapan sanık İzzet Tekin olayla ilgisinin olmadığını öne sürdü. Selim Alagöz ise olay tarihinde Bodrum'da olduğunu belirterek, askerlerin kaçırılması eylemine katılmadığını savundu. İftiraya uğradığını iddia eden Alagöz şöyle dedi:
"Ben Bodrum'da inşaat işinde çalışıyorum.O tarihte çektiğim fotoğrafları gösterebilirim. Belgeler dahi suçsuz olduğumu gösteriyor. Benim olayla ilgim yok. Üniversite parası kazanmak için gittim. Üniversiteye gitmek istiyorum."
Sanık avukatı İmran Gökdere de, tanık Uzman Çavuş Serkan Aldemir'in ifadesini hatırlatarak, müvekkilinin olay yerinde olmadığını söyledi. Avukat Gökdere, "Dosyada tek delil teşhis tutanağıdır. Bunun da gerçekle ilgisi bulunmuyor" dedi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜRBOYU VE 31 YIL
Kararını açıklayan mahkeme sanık İzzet Tekin'i 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğüne bozma', 'Kasten yaralama', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Yağma', 'Terör örgütü propagandası' ve 'Mala zarar verme' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 31 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme sanık Selim Alagöz'ün askerin kaçırılmasına ilişkin suçlardan beraatine hükmetti. Alagöz'e 'İzinsiz gösteriye katılma', 'Görevi yaptırmamak için direnme', 'Tehdit', 'Kamu görevlisine hakaret', 'Trafik güvenliğini tehlikeye sokma' ve 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 8 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
FOTOĞRAFLI
DHA-Güvenlik - Türkiye-Diyarbakır - Felat BOZARSLAN