Başbakan Binali Yıldırım, Amasya'da Yavuz Selim Meydanı'nda konuştu.
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Bu anayasayı Recep Tayyip Erdoğan kendisi için yapıyor' diyorlar. Unutmayın, anayasa değişikliği Erdoğan için değil her doğan içindir. Türkiye'nin geleceği için bu değişikliği yapıyoruz. Bizim benlik davamız yok. Hepimiz faniyiz. Milletimizden saklayacağımız hiçbir şey yok. Sizin gündemimizden başka bir gündemimiz de yok. Ne yaparsak millet için yaparız milletin dediğini yaparız.
Vatandaş bu değişiklikle diyecek ki 'Arkadaş ben milletvekillerini seçeyim göndereyim ondan sonrasını siz halledin böyle bir şey istemiyorum ben hem milletvekillerini seçeceğim hem de Türkiye'yi bir dahaki seçime kadar yönetecek hükümeti ben seçeceğim sandıkta ben karar vereceğim milletvekillerine havale etmeyeceğim.' Bu daha iyi bir şey değil mi? Yani vatandaş işi sağlama alıyor. Muhalefet 'Burada güvenoyu yok' diyor. Vatandaşın güvenoyundan daha büyük güvenoyu olur mu?
''KÜLLİYEN YALAN''
'Meclis bu değişiklikle etkisiz hale geliyor?' diyorlar. Külliyen yalan. Yalan bunların artık sanatı haline gelmiş. Meclis aksine daha da güçleniyor. Bir başka yalan da 'Canı sıkılınca Cumhurbaşkanı Meclis'i fesh edecek.' Külliyen yalan. Bunların hayatı 'Hayır', bunlardan hayır gelmez. Bunlar hangi işe 'Evet' dediler? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaparsın, dünyanın en geniş köprüsünü, bunlar 'Hayır' der, dünyanın en büyük havalimanını yaparsın, yine bunlar 'Hayır' der, Marmaray'ı yaparsın bunlar yine 'Hayır'cı. Bunlar, sürekli 'Hayır' diyerek, işleri engelleyerek buraya geldiler.
''BU SİSTEM BABA İLE OĞLU BİRBİRİNE DÜŞÜRÜR''
Diyelim ki, Cumhurbaşkanı'yla Meclis arasında bir anlaşmazlık var, işler yürümüyor. Olmadı mı? Hatırlayın, 'Çankaya'nın şişmanı bilmem neyin düşmanı' diye rahmetli Özal'a Demirel, orada adamın ecelsiz gitmesine sebep oldu. Sürekli tenkit, hakaret. Daha sonra Ecevit, Ahmet Necdet Sezer'i seçti, anlaştılar, kısa süre sonra onlar da papaz oldular, birbirlerine girdiler. Bu, sistemin arızasından kaynaklanıyor. Bu sistem baba ile oğulu birbirine düşürür. Onun için değişmesi lazım, keyfi bir iş yapmıyoruz.
''KILIÇDAROĞLU İSTİYORSA GELSİN MUAVİN OLSUN''
Bir de diyorlar ki 'Bu tek adam olacak.' Siz şimdi belediye başkanı seçiyorsunuz değil mi 5 yılda bir. İki tane belediye başkanı mı var Amasya'da. Bir tane değil mi? Cumhurbaşkanı bir tane. Yani Kılıçdaroğlu'nun hatrı için bir tane daha mı Cumhurbaşkanı seçelim? İstiyorsa gelsin muavin olsun, engel yok. Bu sistemde ona da yer var, herkese yer var. Kıskanma ne olur, biraz daha çalış senin de olur.
Tek adam seçiyoruz ama iki sandık arasında yetki veriyoruz. Cumhurbaşkanı tek ama daha güçlü olan da millet. Milletten güçlü hiç kimse yok. Sandıkla geliyor sandıkla gidiyor. Onun ötesi yok. Çünkü Türkiye'de milli irade var.
Sayın Bahçeli önce milletim memleketim sonra partim dedi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Biz isterdik ki CHP de bu yolculukda bizimle olsun. Dedik ki Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı sistemine karşısın o zaman sen ne istiyorsan sen de bir anayasa değişikliği getir Meclis'te oylayalım istersen 367'den fazla çıksın yine götürelim milletimiz en doğru kararı verir. İkisini de sunalım millet ne karar verirse başımız gözümüz üstündedir.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ: HADİ ORADAN
Kılıçdaroğlu, 'Gideceksiniz sandığa haysiyetinizle, şerefinizle, onurunuzla Hayır diyeceksiniz' diyor. Hadi oradan. Yani 'Evet' dersek haysiyetimiz, şerefimiz, onurumuz gidecek. Yazıklar olsun. Benim vatandaşım, 79 milyon 'Evet' de der 'Hayır' da der, onurludur, şereflidir, haysiyetlidir. Ne karar verirse versin başımızın üstünde yeri vardır. 'Hayır' diyenleri onurlu yapacaksın demeyenleri aşağılayacaksın yazıklar olsun.
''BUNLAR HALKA GÜVENMEK YERİNE MAHKEMELERE GÜVENİYORLAR''
Bunlar, halka güvenmek yerine, mahkemelere güveniyorlar, hep mahkemeler üzerinden iş çıkardılar bugüne kadar. Milletin, Meclis'in kararını mahkemelere taşıyarak, halkın iradesini yavaşlatmaya çalıştılar. Bunların Türkiye'nin hayrına hiçbir adıma 'Evet' dediklerini biz görmedik. Türkiye'nin hayrına ne varsa, bunlar 'Hayır' demeye devam ediyorlar, dün de devam ettiler, bugün de devam ediyorlar.''