Başbakan Yardımcısı Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Muhalefetin ittifak kararına ilişkin Bozdağ, "Tabii önce hayırlı olsun karar alanlara. Türkiye epey bir zamandır ne yapacağını bilemeyen ama her gün bilemediği yapacakları konusunda orada burada konuşan veya gıyaplarında, vicahlarında konuşanlar üzerinden bir tartışma yürütüyordu. Bu tartışmalarda bir noktaya gelindi. Çatıda ittifak yapamadılar, daha çatıyı inşa ederken çatı çöktü, altında kaldılar. Bu şunu gösteriyor artık Türkiye’nin yürütmesine bu ittifak talip değil, iktidarına talip değil. ’Bizim cumhurbaşkanı seçimini kazanamayacağımız anlaşıldı, Türkiye’yi yönetemeyeceğimiz de anlaşıldı ve bu gidişle bize halkın bu yetkiyi veremeyeceği de çok net gözüküyor. Bari Mecliste bir çoğunluk sağlayalım.’ Hedefi olan bir ittifak, yani iktidara talip bir ittifak değil, yasamaya talip bir ittifak. İktidarı zaten tayin etmiş durumdalar. O da Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olduğu cumhur ittifakının iktidarlığını kabul etmiş durumdalar. Tabii bu ittifak benim gördüğüm esasında dört benzemezlerin bir ittifakı. Yani biraz da zoraki, yani zoraki nikah derler ya zoraki nikah gibi zoraki bir ittifak görüyoruz. Yani bunları motive eden şey, bir araya getiren şey esasında Türkiye’nin çıkarları, geleceği, yapılacak işler falan değil, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır" ifadelerini kullandı. Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti: "Yani bunlar esasında şöyle demek lazım buna; Recep Tayyip Erdoğan karşıtları ittifakı, öfkeliler ittifakı. Cumhurbaşkanımıza karşı öfkesi olanlar bir araya geldiler. Hedefleri işte cumhurbaşkanı seçiminde artık netice alamayacağımız anlaşıldı, bari parlamentoda hatırı sayılır bir çoğunluk elde edelim de cumhurbaşkanının yukarıda elini ayağını bağlı tutalım diye Türkiye’nin önünü kesme ittifakı bir noktada. Onun için bunların Cumhurbaşkanımıza karşı olan nefretleri, kinleri akıllarını başından almış, ne yaptıklarını pek bilmiyorlar. Ama sonuçta geç de olsa bir karar verdiler. Ya bu kadar kararsızlık eminim ki onlara da çok zarar veriyordu. Şimdi hiç olmazsa karar verdiler. Bu da bir şey. Yani günlerce, aylarca bir konuyu istişare edip edip atı alan herkes Üsküdar’ı geçtikten sonra en son bari biz de geçelim demeleri de bir gelişmedir. Allah muhafaza bu kadar kararsız kalan, bu kadar çıkar mücadelesi yapan ve çaresizlik seçim takvimi olmasa belki bunu da yapamayacak, daha aylarca tartışacak olanlar Türkiye’nin yönetiminde söz sahibi olsa; meseleler bizi perişan eder, bunlar karar alana kadar."
"CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN DÜŞMANLIĞI VE NEFRETİ, KİNİ ÜZERİNE BİR ARAYA GELENLERİN İTTİFAKIDIR"
Muhalefetin ittifaka isim bulamamasıyla ilgili Bozdağ, "Bulurlar işte. Demin söyledim. Zoraki ittifak, Erdoğan karşıtlığı ittifakı, çok dert benzemezler ittifakı. En güzelini de halkımız bulacaktır. Yani ona bir isim mutlaka takacaktır. Ama son tahlilde bu ittifak Türkiye’nin hayrı, yararı üzerine bir araya gelenlerin ittifakı değil, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın düşmanlığı ve nefreti, kini üzerine bir araya gelenlerin ittifakıdır. Ama şunu söylemekte fayda var, bu konuda kim bir araya gelirse gelsin neticede tepedeki yönetimler bir araya geliyor. Burada esas önemli olan halkın görüşüdür. Vatandaş buna ne diyecektir? Ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi ile yan yana gelmeye, Saadet’e oy vermiş taban buna ne diyecektir?" dedi.
"EMİNİM Kİ BU İTTİFAK MERHUM NECMETTİN ERBAKAN HOCA’NIN KEMİKLERİNİ SIZLATMIŞTIR"
Saadet Partisi’nin ittifakta yer alması konusunda Bozdağ, şunları söyledi: "Necmettin Erbakan Hocamız hayatta olsaydı, ‘hadi oradan, hadi oradan’ der, ‘sizi gidi sizi’ der, bunlara büyük bir ders verirdi. Eminim ki bu ittifak merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın kemiklerini sızlatmıştır. Çünkü Erbakan Hoca’nın temsil ettiği bütün değerlerin düşmanıdır CHP. Ve onlarla mücadele etmiştir. 28 Şubat post modern darbe girişiminin itici gücüdür bunlar. Başörtüsü zulmü, imam hatip yasakları, Erbakan Hoca’nın boncuk boncuk terletildiği hadiseler, iktidardan ayrılmak zorunda kalışı, partisinin kapatılması, şöyle bir bakarsanız neler var neler. Tabii Temel Bey de Sivas Belediye Başkanı olduğu için ona da ne hakaretler yaptılar. Ama şimdi gelinen noktaya bakınca insan düşünmeden edemiyor. Ama ben eminim ki Saadet Partisi’nin tabanı bunun hakkını verecektir. Bunlarla ilgili adımı atacaktır. Hatırlarsanız 1973’lü yıllardı, o zaman Milli Selamet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi bir ittifak yapmıştı, şey koalisyon hükümeti kurmuşlardı ve Kıbrıs Barış Harekatı gibi Türk tarihine altın harflerle yazılan büyük başarının altına da birlikte imza atmışlardı. O zaman da seçime gittiler yanılmıyorsam rakam 48’di. O zaman MSP’li vekil sayısı birdenbire 24’e düştü. Yüzde 50 vatandaş azaltmaya gitti. Tabii Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki başarıya rağmen vatandaş fatura kesti. Türkiye’de muhafazakar kesimlerin tepedeki kişiler kendi onurlarını çiğneyerek bir yere gitti diye onların peşinden gideceğini kim hesap ediyorsa yanlış yapıyordur. Çünkü herkes kimin ne söylediğini, kimin hangi kavgayı verdiğini, hangi değerleri savunduğunu veya reddettiğini herkes çok ama çok iyi biliyor. O nedenle burada iki kere ikinin dört etmeyeceği çok açık. Burada esas olan halkın sandıkta yapacağı ittifaktır. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi bir ittifak kurdu. Biz de seçime bu ittifakla gidiyoruz. Ama bu ittifakın örtüştüğü fikirler, düşüncelere baktığınızda yüzde 90 oranında pek çok meselede örtüştüğünü görebiliriz. Farklılıklarımız var ama uzlaşma, mutabakat alanları daha da yüksek. Ama buraya baktığınızda burada tam tersi. Onun için bunun halktaki karşılığı ne olacak hep beraber göreceğiz. Zaten fazla da bir mesafe kalmadı. Bu mesafe çok kısa. 24’ü akşamı hep beraber göreceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, AK Parti’ye zarar verme ihtimali olan her şeye yatırım yapıyor." (İHA)