PDR Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, “Günümüzde elinde bir akıllı telefon, tablet veya benzeri bir elektronik alet bulunmayan kişileri görmek oldukça zor. Başta biz yetişkinler, internet sohbetlerine, elektronik mesajlarımıza ve çeşitli sitelerine bağımlılığımızı itiraf etmek durumundayız. İşimiz için gerekli ve çok kolaylaştırıcı olan bilgisayarda sıklıkla sanal dünyaya doğru yoldan çıkıyor ve orada fazlaca oyalanınca, işimizden geri kalabiliyoruz. Bu durumda bazı şirketler çalışanlarına yalnızca işleriyle ilgili siteler için internete giriş izni veren katı sınırlar koymaktadır. Zira ekran karşısında geçirilen zaman, alkol ve uyuşturucu alımından daha zor anlaşılır niteliktedir ve ekran bağımlılığı, alkol ve uyuşturucu bağımlılığından daha yaygın bir tehdit haline gelmiş durumdadır” dedi.
"EBEVEYNLİK ROLÜ ELEKTRONİK ARAÇLARA YÜKLENİYOR" Prof. Dr. Külahoğlu, şöyle konuştu: "Elektronik araçların ebeveynlerin yerini aldığını gözlemlemek, bana en önemli tehdit olarak görünüyor. Bazı anne babalar, ebeveynlik rolünü kolaylaştırdığı düşüncesiyle, elektronik araçların çekiciliğine kapılmış, ebeveynlik rolünü elektronik araçlara bırakmış görünüyorlar. ’Kendime zaman ayırmamı sağlıyor ve günlük işlerimi kolaylaştırıyor’ diyerek bu araçlara yöneliyorlar. Elektronik bakıcı onun yerine iş başında. Ekranda oyun oynayan çocuğunun sorularına cevap yetiştirmekten, vaktini ona ayırmaktan veya onunla didişmekten kurtuluyor. Çocuklara artık uyku öncesi masalı okumak zorunda değil, çocuğa masal okuyan e- kitabı onun başucuna koymak yeterli. Bunu çocuklarıyla ilgilenmemek değil, ilgilenme tarzı olarak benimsemiş görünüyorlar."
“EBEVEYNLER ELEKTRONİK ARAÇLARI KULLANMAYA TEŞVİK EDİYOR” Prof. Dr. Külahoğlu, “Çoğumuz, anne ve babalar olarak, çocuklarımıza elektronik araçları doğum günü veya sınıf geçme hediyesi diye sunuyor ve kullanmaya teşvik ediyoruz. Sonrasında, kısa süre içinde çocuğumuzun internet gezisi, iletileri, sohbetleri, video oyunları için ekran karşısında saatlerce vakit geçirmeye başladığını ve bu aracın onun hayatının odağına yerleştiğini pişmanlıkla gözlemliyoruz. O andan itibaren mücadele başlıyor ama evde kontrol altında tutsak da, dışarıda, örneğin İnternet kafelerde bağımlılıklarını giderme yollarını kolaylıkla bulabiliyorlar” ifadelerini kullandı. Sonuç olarak ekran bağımlılığının hem ebeveynleri, hem de çocukları esir almış olduğunu belirten Prof. Dr. Külahoğlu, “Teknolojik araçların bir de iyi taraftan görmeye çalışırsak, bu araçların yaşamımıza pek çok yenilik getirdiğini ve getirmeye devam edeceğini söyleyebiliriz. Örneğin, çok yakındığımız internet oyunları bile ölçülü dozda olması koşuluyla, çocuğun duyumlarını, çabuk tepki verme ve harekete geçme becerilerini geliştirebilir, bilişsel gelişimine yardımcı olabilir. Çocuğunuzun elektronik oyunlarının ona, kurallara uymak, farklı uyum stratejiler geliştirmek gibi sosyal becerileri de kazandırdığını düşünüyorsanız, ne iyi! Ama internet, sunduğu geniş olanakların yanı sıra, önemli sapmalar da oluşturuyorsa rahatsızlık başladı demektir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı. (İHA)