Ankara’da basın mensupları ile bir araya gelerek açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Tarla kültürünü gençlerimize anlatmak zorundayız. Toprağı pis diye tanıyorlar. Toprak pis değildir. Dünyanın en güçlü arındırıcısı, temizleyicisi topraktır” ifadelerini kullandı.
“GEÇMİŞ TARİHTEN TOHUMA KARŞI ÇOK GÜÇLÜ BİR SAVAŞ VAR”Tohumu kaybetmenin beslenme kültürünü kaybetmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Saraçoğlu, “Eğer beslenme kültürünüz değişiyorsa hastalıklar da toplumda kol gezmeye başlıyor. Savaşta ve barışta hep tohum birinci derecede rol oynamıştır. 1100’lü yıllarda Cengizhan olsun, 1200’lü yıllarda Kubilay, 1300’lü yıllarda Timur gittikleri yerlerde ne kadar sebze ve meyve bahçesi varsa, üzüm bağı varsa yakıp yıkıyorlar. Neden? Aç bırakacaksınız ki teslim olsunlar. Timur Gürcüler ile savaşırken şunu gözlemliyor. Mintanların altında asma filizleri bulunuyor askerlerin. Dolayısıyla geçmiş tarihten tohuma karşı çok güçlü bir savaş var. Kontrol altına alma var” dedi.
“OBEZİTE, KANSERDE VE KALP DAMAR RAHATSIZLIKLARINDA MÜTHİŞ BİR ARTIŞ GÖRÜYORSUNUZ”GDO’lu ürünlere de değinen Saraçoğlu, “2001 yılında George Bush açıklama yaptı. ‘Bütün dünyayı istiyorum ki Amerika Birleşik Devletleri doyursun’, çünkü GDO’lu tohumlar vardı artık ellerinde. Şunu söylüyorum. İnsanlar veya devletler hiç fark etmez kendilerini en güçlü zannettikleri ya da en zayıf hissettikleri zamanda olabilir, GDO ile bütün dünyaya giriş yapmak istediler. Avrupa Birliği almadı. ‘İstemiyorum’ dedi. Bunun üzerine Arjantin, Kanada ve Amerika, Dünya Ticaret Merkezine şikayet dilekçesi verdiler. ‘Bir sebep göstermeden Avrupa Birliği bizim tohumlarımızı almıyor’ dediler. Neticede Avrupalılar korktu, milyarlarca dolar tazminat ödeyecekler. Viyana ve Fransa’da fareler üzerinde deneyler yapıldı ve gördüler ki erkek farelerde sperm sayısı düşüyor. Dişi farelerde yumurta sayısı düşüyor. ‘Bu olmaz’ dediler ve sebep göstermeye başladılar. Fakat bugün GDO ile beslenen toplumlara baktığımızda müthiş bir obezite, kanserde ve kalp damar rahatsızlıklarında müthiş bir artış görüyorsunuz. Bu değişmez bir kural. Kendi topraklarına bu GDO’lu mısırları ekenler anladılar ki bu tohum kendi topraklarını bozmuştur. Bugün toprağınıza GDO’yu ektiğinizde topraktaki solucan dahi parkinson oluyor. Bu güçler artık anladılar ki kendi toprakları da bozulduğu için gözlerini Mezopotamya’ya diktiler. Çünkü sağlıklı gıdanın temeli tohumdur. Tohumun da sağlıklı toprakta yetişmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
“2020 YILINDA İSTEYEN HER VATANDAŞA NE İSTİYORSA ONUN FİDESİNİ GÖNDEREBİLECEĞİZ”Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “3 yıldan bu zamana 31 Mart 2017 Türkiye’deki en büyük devrimdir. Sessiz devrim. Yani, İzmir Kemalpaşa’da Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte tohum toplamaya başladık. Daha sonra 18 Mayıs 2017’de Samsun’da buluştuk. Halk bilinçlenmeye başladı. 25 Nisan 2018’de Fakıbaba döneminde Harran Ovası’nda köylülerle buluştuk ve ‘Bir çay kaşığı dahi olsa tohumlarınızı getirin’ dedik. Ata tohumlarını bu şekilde topladık ve 2018’de ektik. Şimdi pazarlarda, marketlerde ata tohumu logolu sebze ve meyve görebiliyorsunuz. Bu yeterli mi? Hayır. Gelecek sene bu daha çok olacak. 2020 yılında isteyen her vatandaşa ne istiyorsa onun fidesini gönderebileceğiz. Onun için tohumlar bizim geleceğimizdir” diye konuştu.
“MİLLİ BİR VAZİFEDİR TOHUMU ÇOĞALTMAK”Tohum yetiştirmek için il ve ilçe müdürlüklerinin haricinde başvurmak için internet sitesi kuracaklarını söyleyen Saraçoğlu, “Ankara’da yaşıyorsunuz, Tarım Bakanlığına gelebilirsiniz. Çankırı’da yaşayan vatandaşımız ne yapacak? Ya da İstanbul’da vatandaş balkonunda yetiştirmek istiyor. Bunun için internet sitesi kuruyoruz. Buralardan müracaat edilebilir, adınızı yazdırabilirsiniz. Tarım Bakanlığının il veya ilçe müdürlüklerine müracaat edebileceksiniz. İstediğiniz tohumları bir defalık isteyebilirsiniz. Bir daha isteyemezsiniz. Çünkü çoğaltmak sizin göreviniz. Milli bir vazifedir tohumu çoğaltmak. Domates, biber, karpuz ve buğday çeşitleri tohumlarımız var” dedi.
“YEREL TOHUMLARIMIZ BİZİM MİLLİ KAYNAKLARIMIZDIR”Tohumun biyolojik bir silah olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Yerel tohumlarımız bizim milli kaynaklarımızdır. Bunları korumak milli bir vazifedir ve milli güvenliğimizdir. Onun genetik yapısını öyle bir değiştiririm ki ileride MS, kanser, hipertansiyon gibi hastalıklara yakalanabilirsiniz. Tohum biyolojik bir silahtır aynı zamanda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda önlemini fazlasıyla alıyor. Bu bir milli güvenlik meselesidir. Aldığınız tedbirleri vurgulamayı da ben yanlış buluyorum” ifadelerini kullandı.
“HAYVANLARIMIZI KORUMAK ZORUNDAYIZ”Hayvancılığın öneminden bahseden İbrahim Saraçoğlu, “Mesela Türkiye’nin yılda 21 milyon ton süte ihtiyacı var. Bunu koyunla yaparsanız bu 3 milyon tona iner. Koyun sütünün içerisindeki kuru madde miktarı ile yağ oranı yüksek olduğu için daha fazla peynir, daha fazla yoğurt üretebiliyorsunuz, verimi yüksek. Bizim yerli ırklarımızı, ata tohumlarını korur gibi bu hayvanlarımızı korumak zorundayız. Bunların bozulmaması lazım. Bugün dünyada en güçlü lobilerden bir tanesi hayvancılık lobisidir” şeklinde konuştu.
“GENOMİK İNEKLER TÜRKİYE’YE GELMEZ”Dünyada artık genomik ineklerin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, “Bu inekler 70-80 litre süt veriyor. Fakat bunu otla besleyemiyorsunuz. Doymuyor hayvan. GDO’lu soya, GDO’lu mısır karıştırıp hayvanlara veriyorlar. Bakın hayvan genomik, yem genomik, peki süt ne oluyor burada? Normalde bir inek 20-25 sene yaşar. Ama bu genomik inekler 4-4,5 yıl yaşıyor. Yüzde 16’sını ilk birinci yılda kaybediyorsunuz. Hayvan dayanamıyor. Böbrekleri, karaciğer enzimleri bozuluyor. Genomik inekler Türkiye’ye gelmez. Girmeyeceğine de, devletimizin müsaade etmeyeceğine inanıyorum” dedi.
“TARLA KÜLTÜRÜNÜ GENÇLERİMİZE ANLATMAK ZORUNDAYIZ”Toprağın dünyanın en güçlü temizleyicisi olduğunu vurgulayan Saraçoğlu, “Tarla kültürünü gençlerimize anlatmak zorundayız. Toprağı pis diye tanıyorlar. Toprak pis değildir. Dünyanın en güçlü arındırıcısı, temizleyicisi topraktır. Bu ecdadın kültürünü uyguladığımızda büyükşehirlerden köylere yerleşimler başlayacak. Köylü para kazanmaya başlayacak” diye konuştu.(Yunus Emre Kartal/İHA)