Kamunun alacağı için, tacirin tüm hesaplarında yer alan ve borcu aşan miktardaki mal varlığının haczedilmesi, yani mal varlığının bloke edilmesi uygulamasına son verileceği yolunda yazılı basında haberler yer almaktadır.Getirilecek çözüme göre; alacaklı kamu kurumları öncelikle elektronik ortamda borçluların mal varlıkları (trafik, tapu kayıtları) ile banka hesaplarını görerek bunlardan borca yetecek kadarını belirleyip o kadarına el koyabilecek.Böylece, alacağın kamuya ait olup olmadığı konusunda bir ayrım gözetilmeksizin, alacağın karşılığı dengi olan hacizdir ilkesi uygulanmış olacaktır. Gerçekte bu ilke, kamuya ait olmayan alacaklar için icra ve iflas hukukunda yer almakta ve uygulanmaktadır.Nitekim, bu konu ile ilgili bir örnek vaka süreci aynen şöyledir:Aşkın haczin şikayet yolu ile kaldırılması yolunda borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, itirazın kısmen iptaline dair ilamı tehiri icra istemli olarak temyiz ederek, dosya alacağına yetecek miktarda nakit paranın teminat olarak yatırılmasına rağmen, alacaklı tarafından haciz talebinde bulunarak araçlarına haciz konulduğunu ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin reddine kararı verilmiştir.Bu kararın süresi içinde temyizen incelenmesi borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya okunup incelendikten sonra Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 17.09.2015 tarih, 2015/10191 Esas ve 2015/21859 Karar sayılı ilamında şu inancı açıklamıştır: İİKnun 85/1. maddesi uyarınca; borçlunun mal ve haklarından, alacaklının ana para, faiz ve masraflar dahil tüm alacağına yetecek miktarı haczolunur. Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir. Yargıtaydan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat ödeme yerine geçmez ise de borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibarı ile birlikte karşılaması halinde mahkemece aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Üstteki açıklamalar; kamu alacağı olsun ya da olmasın, tüm alacaklar için borçlunun ancak alacaklının ana para, faiz ve masraflar dahil tüm alacağına yetecek miktarının haczedilebileceği bir eşit uygulamanın sağlanacağı düzenlemelerin kabul edilmesi, adalet, eşitlik ve hakkaniyete daha uygun düşecektir.Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızı sunarız.