Tekrarlanan seçimler, terör sarmalı ve ülkemizin kan gölüne dönmesi birbirini takip etti. Türkiyenin en güvenli şehri olan Bursada alınan tüm önlemlere rağmen bir canlı bomba eylemi gerçekleşti. Böylesi bir tablonun yaşandığı bir toplumun ekonomik krizde olması beklenir. Siyasi sorunların, patlayan bombaların beraberinde ekonomik krizi getirdiğine inanılır. Ancak ekonomik göstergelere bakıldığı takdirde bu inanışın geçerli olmadığı görülmektedir.Aylardır gelen tüm kötü haberlere rağmen dolar, faiz ve hisse senedi değerlerinde önemli bir değişim yaşanmamıştır ki bu beklenen bir durum değildir.Bu tespit bir yana bireyler akıntıya kapılmış vaziyette günlük haberlerin etkisinde yaşamaktadır.Kötümserlik yaygınken para ve sermaye piyasalarında yaşanan yatay hareket yakın gelecekte yeni bir tepe yapma ihtimalini ortaya koymaktadır.Küresel ve yerel boyutta bu kadar sorun varken ekonomik aktörler yollarına devam etmektedir. Çünkü ekonominin kendine ait bir hayatı vardır ve döngülerini gerçekleştirmek durumundadır.Bu noktadan itibaren kimsenin ihtimal vermeyeceği çılgınlık olarak adlandırılabilecek bir süreci yaşayabiliriz. Varlık değerlerinin daha da şişeceği ancak kötü haberlerin de yoğunlaşabileceği bir dönem.Krizler ülkeler kötü, ekonomik genişlemeler ülkeler iyi yönetildiği için oluşmaz. Zamanla bu gerçeği kabulleneceğiz.