Her yıl bu tarihlerde ABD den Türkiye ye tatile gelen medyatik doktor bugün elli yaşın altında olanların çoğunun yüz yaşını görebileceğini ifade ediyor.Gelişmiş ülkelerde şu an yaşam beklenti süresi bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden daha yüksek. Bu toplumlara bakıldığında yaşlı nüfusunun ekonomik faaliyetlerin bir parçası olduğu görülmektedir.Doksan yaşın üzerinde hala beyin ameliyatına giren bir doktor haberini hatırlıyoruz, ta Kaliforniya dan.İnsanoğlunun yaşam boyu cevabını aradığı uzun hayatın sırlarına kısmen ulaştığı anlaşılıyor. Ancak bu durumun bazı önemli sonuçları olması beklenir. Sosyal ve ekonomik sonuçları birlikte ele alalım. Yaşan süresi arttıkça insanların sağlık harcamaları artacaktır. Bu ihtiyaç kamuya ve bireylere maliyet demektir. Sadece sağlık harcamaları değil aynı zamanda emekli maaşı ödemesi için insanlar daha çok sigorta primi ödemek durumunda kalacaktır. Paraya ihtiyaç, daha çok çalışmak demektir. Yaşlı istihdamı, genç istihdamı sorununun önüne çıkacaktır. Çalışamayacak durumda olanlara maddi destek, aynı zamanda boş zamanları için de sosyal projelere gereksinim duyulacaktır. Daha uzun yaşam daha fazla tasarruf demektir; bu gerçek insanların tüketim alışkanlıklarını etkileyecektir. İleride paraya ihtiyacı olduğunu bilen birey harcamalarını kısacaktır. Tüketimi özendiren ekonomik politikalar gündeme gelecektir.Her şey bir yana hayatın uzamasının hayatı değersizleştirebileceği gerçeğiyle nasıl mücadele edileceği sorgulanmalıdır. Nasıl olsa zamanın var diye zamanın kötü kullanımı, hayattan bıkma riski psikolojik danışmanlıklarla çözülebilir mi bilemiyoruz?Evet, hayat günden güne uzuyor ancak hayatın uzaması belki de çok sevinilecek bir şey değildir, ne dersiniz?