Türk çalışma ve iş dünyasının, kamu, özel tüm sektörlerin başlıca sorunlarından biridir kıdem tazminatı. Öteden beri bu konuda arzu edildiği gibi yol alınamamasının başlıca nedeni , sosyal tarafların iyi iletişim içerisinde olmaması, bazı işçi ve işveren sendikalarının makam, koltuk, manfaatlerinin ideolojik düşüncelerin çözüm önünde engel oluşturmasıydı. Geçmişte bu sütunlarda çalışma dünyamızın en büyük yarası olan kıdem tazminatı sorununa ilişkin fon çalışmalarının mutlaka başlatılması yönünde fikirlerimi paylaşmıştım. Bu konuda 16 Nisan 2017 referandumu sonrası yolun sonunun görüldüğü anlaşılmakta. Bizler sahadayız. İş mahkemeleri, firmalar, arabulucular arasında mekik dokuyanlardanız. Kendi adıma bir yanda küçük ölçekte bir işverenim, Bir yanda üreten sanayi işyerlerinin avukatı, bir yandan da mavisi beyazı ile yüzlerce çalışanın haklarını savunmuş biriyim. Fonun işçi kardeşlerimizin ve üreten kesimin kesinlikle yararına olacağı düşüncesiyle buradan özellikle çalışan kardeşlerime bir kez daha sesimi duyurma ihtiyacı içinde hissediyorum. İflas eden, zora düşen , kötü niyetle işçi çıkarıp türlü hilelerle tazminatını ödemeyen işverenlerden kıdem tazminatını alamayan, intihara teşebbüs eden, hayatı kararan milyonlarca işçinin hakları ile bugüne değin kimse ilgilenmedi. Yanı sıra mobbing gibi davranışlara maruz kalıp veya başka nedenlerle bir başka işyerine geçerken kıdem tazminatını yok eden çalışanların kaybolan yılları ile de kimse ilgilenmedi. Oysa 'başarılı, dengeli ve sağlıklı' bir şekilde kurulacak ve işletilecek bir fonun çalışan kardeşlerimizin bu ve başka mağduriyetlerinin gidereceğinden , işverenlerin de işlerine odaklanıp üretime yöneleceklerinden hareketle fonun kurulmasının her kesimin yararına olduğunu düşünüyorum.Ancak, artık daha fazla vakit kaybedilmemeli. . Başarılı bir proje ile adliyeler, mahkemesi İstinafı Yargıtayı 'da yüz binlerce bu anlamsız dava yükünden kurtulacak. Artık İşveren işçisine potansiyel tehlike , işçi de işverenine belki de 'yolunacak kaz' gözü ile bakmamalı. Firmaların bilançolarında yer almayan kıdem tazminatı yükü nedeniyle mevcut bilançoların reel anlamda sahte olması bir yana, tazminat yükü nedeniyle aslında 'batık' olan bir çok işletmenin de gerçek muhasebesi, bilançosu kıymeti ortaya çıkacak. Apartmanlarda sitelerde bile biriken tazminat yükleri nedeniyle oluşan borç tabloları kaynaklı kavgalar tarih olacak. Ve daha bir çok ekonomik sosyal fayda bir birini tetikleyecektir. Kulağımıza gelenlere göre fon tamamen gelir endeksli bir fon olacak. 1 gün bile çalışanın hakkı fona yatırılacak. Fon sisteminde bütün çalışanların kıdemi olacak. Mevcut kıdemler de bu fona devredilebilecek. Çalışanların düşük kıdemle işten çıkartılması önlenecek. Kıdem tazminatını kaybetme korkusu ortadan kalkınca başka işlere geçiş de kolaylaşacak. Kıdemde katsayı oluşturacak. 1 yıl çalışmaya karşılık 30 gün brüt ücret tutarındaki tazminat miktarının fonla birlikte artması sağlanacak. Her çalışanın bireysel hesabı olacak. İşveren hesaba her ay prim yatıracak. İşveren hesaba kıdemi yatırmazsa işçi alacağını tahsil için şirkete dava açacak. Devlet de prim desteği yapacak ki kişisel kanaatime göre işsizlik fonu gibi fonlarda biriken tutarlar asıl bu amaca kaydırılabilir. Fon yönetimine sosyal taraflar da dahil edilecek, denetimde de görev alabilecekler. Bireysel emeklilik şirketleri kıdem hesabını yönetmek için Hazine'den yetki alabilecek. Çalışanlar birikimlerini tahvil, döviz, hisse, altın gibi yatırım araçlarında değerlendirecek. Bireysel kıdem tazminatı hesabına primi düzenli yatırmayan işverene teşvik kapıları kapatılacak. Her ay sonunda hesabın hangi noktada olduğu ve neması takip edilebilecek. İstifa eden de kıdemini alabilecek. İşçinin istifasını haklı bir neden dayandırması zorunlu olmayacak. Yeni işe girenler için fona katılım zorunlu iken, eski çalışanlar için isteğe bağlı olabilecek. Kıdem Fonu'na belli bir süre dokunulamayacak. Ancak özel durumlarda erken çekme imkanı getirilebilecek.Fon projesi ve yürütülmesi kesinlikle üst düzey denetimle, yetkin ve başarılı ellere teslim edilmeli. Yine kişisel fikrime göre çalışanın ihbar tazminatı da bu projeye bir şekilde dahil edilerek garanti altına alınmalı. Ödenmemiş ücretler ve fazla mesailer gibi kalemlerde de zaman aşımı süresi iş çıkışını takiben beş yıl değil altı ay gibi mantıklı bir süreye indirilerek uyuşmazlık sayıları ve bu alandaki suiistimaller azaltılarak ;Neticede iş dünyası ÜRETİME ve İNSANA odaklanmalı. Saygılarımla.