Sevgili okurlar, sizler bu yazıyı okuduğunuzda, Evet veya Hayır konusundaki referandum sonuçlanmış olacak ve devlet son şekli ile faaliyete geçmiş olacaktır. Son zamanlarda alınan kararlar, kanunlar, ertelemeler gibi çalışmalarla a. Vergi ve SGK borçlularının borçları ertelenmiştir, hatta bir daha ertelenecektir. b. Yatırımlarla ilgili yeni teşvik tedbirleri getirilmiştir. c. İhracat ve yurt için krediler için Eximbank ve KGF yeniden yapılandırılmaya başlanmıştır. d. Özellikle KDV iadeleri konusunda çok önemli kolaylıklar getirilmiştir. e. Tasarruf açığına rağmen bütçe fazla vermeye başlamış, ihracatta artışlar başlamıştır. f. Bütçe fazlası verilmesi kayıt dışı ekonominin azalmasını devam ettirdiğini gösterir.Devlet yönetiminin bu gayretlerine rağmen bürokrasinin atılan adımlara uyum sağlamadığı görüşündeyim. 1. Özellikle son zamanlarda çıkan ve çıkarılan bir takım özelgelerle, ertelenen SGK primlerinin gider kaydedilemeyeceği açıklanmaktadır. Buna cevap vermek yerine kanunun ilgili maddesini aşağıya ekliyorum. Belirtmek isterim ki tebliğ, yönetmelik, tüzük, karar ve kararnameler yasaya aykırı olamaz. Olursa sonuç mahkemede düzelir. MADDE 28 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.'GEÇİCİ MADDE 72- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinden, 2016 yılı Aralık ayı için geçici 68 inci, 2017 yılı Ocak ve Şubat ayları için geçici 71 inci madde kapsamında hazine katkısına müstahak olanların, anılan maddeler uyarınca hazine katkısı hesabında ilgili aylarda dikkate alınacak prim ödeme gün sayısının günlük 60 TL ile çarpımı sonucu bulunacak sigorta primine esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak 2016 yılı Aralık, 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarına ait sigorta prim tutarlarını, sırasıyla 2017 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayları içerisinde Kurumca belirlenecek tarihe kadar ödemeleri halinde bu aylara ilişkin primler süresinde ödenmiş sayılır. Bu maddenin uygulamasında, 2016 ve 2017 yılı içerisinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerleri için sigorta primlerini yasal süresinde ödeme şartı aranmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.' Kanunun bu maddesi, ertelenen primlerin erteleneceği süreyi ve bu süre sonunda ödenmesi halinde süresinde ödenmiş sayılacağını açıkça hüküm altına almıştır. Bunların ödeme süresi Ocak sonudur. Siz erteleme süresi sonunda ödemeyi yapmışsanız Ocak sonunda yapılmış sayılacaktır ve ilgili yıla yani ödeme süresinin belirttiği ilgili yıla gider kaydedilebilecektir demektir yasanın bu maddesi. Bir daha yazalım. 2016 yılı Aralık sigorta priminin tamamını Aralık 2016 da gider yazacaksınız, Ocak 2017 deki ödemeden sonra, takip edeceksiniz, Ekim 2017 de ödemeyi yapmış iseniz, masraf kaydınız kabul edilecektir. Eğer Ekim ayında ödemenizi yapmazsanız, işte o zaman yasalarda belirtilen cezalarla karşı karşıya kalacaksınız demektir. 2. Katma Değer Vergisi konusunda da devleti yönetenlerin düşünce tarzı ile bürokrasinin uyuşmadığı, yapılan düzenlemeleri kabul edemediği kanaatindeyim. Katma değer vergisinin esası nedir? Bir ürüne eklenen Katma Değer üzerinden vergi alınması, KDV eklenemediği takdirde, fazladan ödenen Katma Değer Vergisinin mükellefe iade edilmesidir. Ülkemizde KDV nin esası olan bu düşünce uygulanıyor mu? Uygulanamıyor. Neden? Çünkü, ülkemizde muhtelif iddialara göre kayıtdışı ekonomi var. Bu sebeple Türkiyede KDV (biz bize benzeriz) sözüne uygun olarak uygulanmaktadır. Bütçenin fazla vermeye başlaması demek, ihracatın artması ile birlikte kayıtdışı ekonominin azalmasını da gösteren bir göstergedir. Devlet yetkililerine göre de ihracat 2023 yılında 500 milyar dolar olarak hedeflenmektedir. Bu sebeple KDV iadesinde bir takım kolaylıklar getirilmektedir. Ayrıca üretim için de gerek yurt içinden alınan ve gerekse yurt dışından alınan hammadde ve malzemelerin KDV sinin tahsil edilmemesini esas alan DİİB rejimi yıllardır uygulanmaktadır. KDV iadesi için yüklenilen KDV yi elektronik tablolarda devreden ve son ayın KDV leri üzerinden geri alma hesapları yapılan bir sistemle geri alabiliyoruz. Bu sistem bir maliyet sistemi değil de elektronik bir tablolama sistemidir. Şimdi gelelim asıl konuya. Maalesef, bir takım ihracatçılar, DİİB rejimini, ellerinden gelirse eskiden olduğu gibi kötüye kullanmaktadır. Böyle bir durumda da, bürokratlar derhal kılıcı eline almakta, İskenderin Gordiyom'da yaptığı gibi bir darbe ile bu yanlışı önlemeye çalışmaktadır. Oysa böyle bir hareketle sistem altüst olabilmektedir. Maliye, son zamanlarda ihraç kayıtlı DİİB'li ihracatta olumlu düzenlemeler yapmıştır. Buna teşekkür edilir. Ancak, aynı sistem normal Diib'li ihracatta da kullanıldığında bir takım anlaşmazlıklar doğmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Türkiye'de KDV iade sistemi maliyet ve yüklenilen KDV üzerinden değil, bir tablolama sistemi üzerinden yapılmaktadır. Maliye bürokratlarının bu sistemi bir daha incelemesi veya DİİB'le ilişkilendirmemesi gerektiği kanaatindeyim. Tam bir inceleme yapmadan bir takım uygulamalara kalkışmak, bürokrasi ile devlet yetkililerinin düşünce farklılığı içinde olduğunu gösteriyor, vesselam.