Toplum hayatında zaman zaman yazılı basında çıkan haberlerle, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu görülmektedir.Günümüzde bazı kişiler için 'örgüt üyesi' olduğu izlenimini oluşturacak şekilde, güncel haber yapılmak suretiyle, kişilik haklarının ihlal edildiği de gözlenmektedir.Basın sorumlusunun, basın özgürlüğü sınırları içerisinde, gündemdeki bir konu hakkında kendi eleştirilerini de ekleyerek haber haline getirip, yazılı basında (örneğin, gazetede gibi) yayımlaması yasaya ve hukuka uygun düşer. Ancak, haberin bir bütün olarak göz önüne alınıp değerlendirilmesi yapıldığında, kişisel değer yargısı niteliğinde kullanılan yazıların eleştiri sınırların aşarak, küçültücü ve hakaret niteliğinde olup olmadığının saptanması gerekir.Şayet, böylesi bir değerlendirme sonucunda; haberde ilgili kimsenin kişilik haklarına saldırı amacı taşıdığı ve eleştiri sınırlarını aştığı anlaşılırsa, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesi istenebilir (4721 sayılı TMK m.24, 25 ve 6098 sayılı TBK m.58/I).Basın Kanununda öngörülen özel hükümler saklı kalmak üzere, genel kural olarak da; hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına da hükmedebilir (6098 sayılı TBK m.58//II).Aksine olarak; haberde yer alan bazı ifadelerin eleştiri sınırlarını aşan küçültücü ve hakaret niteliğinde olmayıp, ilgili kimsenin kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı, eleştiri sınırlarını aşmadığı anlaşıldığı taktirde, manevi tazminat hakkı doğmaz (Bkz., Yargıtay 4. HD., 02.12.2015, E/K. 8004 14040:YKD., C.43, S.6, Haziran 2017, s.1326 vd.).Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızı sunarız.