Vatana ihanet eden birinin tüm eşi dostu akrabaları vatana ihanet etmiş mi kabul ediliyor?
Resmi dairede rüşvet yiyen bir memur yüzünden tüm daire çalışanları cezalandırılıyor mu?
Kahvede işlenen cinayet yüzümden tüm kahve müşterileri cinayetten yargılanıyor mu?
Bir apartmanda tecavüz vakası yaşandığında tüm apartman sakinleri mi ceza alıyor?
Fabrikada hırsızlık yapan bir çalışan yüzünden tüm fabrika ceza alıyor mu?
Bir vatandaş dolandırıcılık yaptığında yaşadığı semtteki herkes dolandırıcı muamelesi mi görüyor?
Ahlak suçu işleyen birinin tanıdığı herkes aynı suçu işlemiş mi sayılıyor?
Hız sınırını aşan bir sürücü yüzünden o yoldaki tüm sürücüler ceza alıyor mu?
Bu soru örnekleri çoğaltılabilir; ama yanıt değişmez. Hepsine de “Hayır” cevabı verilir.
Hal böyleyken sahaya üç beş kişi yabancı madde attı diye 12500 kişi neden cezalandırılır?
Ki 12500 kişi içerinde büyük çoğunluk yabancı madde atan kişilere tepki de gösteriyor.
Mantık, adalet bunun neresinde?
Ceza caydırıcı olsun diye vardır. Suçu işleyen kendi sert ceza görmedikçe, o suçu işlemeye devam eder.
Passolig denen martaval insanlara dayatılırken “Passolig sisteminde suçu işleyen ceza çekecek” sözü verilmişti. “Tribündeki taraftarın gözünün merceğini bile kayıt altına alacağız, kim suç işlediyse cezasını kendi çekecek” denmişti.
Hani nerde?
Sahaya 3-5 kişi bir şeyler atıyor. Hem kulüp hem de hiç suçu olmayan binlerce taraftar parasını ödediği maçları izleyemiyor.
Resmen kul hakkı yeniyor. Bu haksızlığa artık dur denmesi için tüm futbol adamlarına büyük iş düşüyor. Acilen bu cezalandırma sisteminin söz verildiği şekilde uygulanması için çalışmalılar.
Diğer yandan Emniyet teşkilatı da görevini daha iyi yapmalı.
“Tribünlerin ilk sıralarına yerleşip sırtını seyirciye dönerek maç seyretmek yerine, saha kenarına konacak taburelerde yüzlerini seyirciye dönerek maç izlemeleri bu taşkınlıkları büyük ölçüde önleyecektir” diye daha önce de vurguladık; ama değişen bir şey yok.
Maçın güvenliğinden sorumlu kişiler, o güvenliği sağlayıcı şekilde davranmadıkça görevlerini yapıyor olmazlar. O yüzden Emniyet de tribünden saha kenarına inmeli ve yüzünü seyirciye dönmeli.
KAÇAK GİRİŞLER
Önceki maçlarda yaşanan kaçak seyirci girişi konusu Beşiktaş takımı ile oynanan karşılaşmada yine yaşandı. 44 bin koltuk kapasiteli stadta, 37-38 bin civarı seyirci olduğu halde 30 bin biletli seyirci olduğu açıklandı. Yaklaşık 7-8 bin gibi büyük bir kaçak giriş söz konusu. Bununla ilgili birçok kişiden ihbarlar aldık. Özellikle stadta görevli bazı kişilerin belli kapılardan seyirci aldığı ifade ediliyor.
Bu noktada kulübe öneri getirmek istiyorum…
Kulüp önem derecesi yüksek maçlarda her kapıya yetkili iki gözlemci yerleştirerek bu sorunu çözebilir. Böyle bir girişim olduğunda o gözlemciler işlenen suçu kayıt altına alıp yetkililere bildirirler. Zaten bunu bilen kişilerde o gözlemcilerin önünde göz göre göre bu suçu işleyemez. Bu konuda kongre üyelerinden gönüllü çalışacak bir ekip hemen kurulabilir. Kulübün hakkına ayan beyan tecavüz edilmesine daha fazla müsaade edilmemeli.
MAHFEL
Bursaspor 91 yılında rahmetli İbrahim Yazıcı başkanken Heykel’deki otopark ihalesine girmiş ve ihaleyi kazanmıştı. O otopark 27 senedir Bursapor’a katkı sağlıyor.
Şimdi Setbaşı Mahfel ihaleye çıkıyormuş. Daha önce de gündeme gelmişti. Bursaspor bu sembol ve Bursa klasiği mekanı alıp işletirse hem kulübe katkı olur hem de yabancı bir firma geçmişte olduğu gibi gelip o güzel mekanı geçmişte olduğu gibi berbat etmez.
Başkan Ali Ay bu fırsatı kaçırmamalı. Başarılı otopark örneği ortada. Başkan Yazıcı o konuda da tarihe geçti. Bakın hala bu doğru girişimi ifade ediyoruz.
Başkan Ay da hem kulübe hem şehre faydalı bu yatırım için harekete geçmeli.
Mahfel, Bursaspor’ yakışır.