Çünkü yaşadığımız bu lüks hayatı hak etmiyoruz. Çalışmadan refah, yaşantı bekliyoruz. Hiçbir Yunan vatandaşı vergi vermiyor, herkes devletten götürüyor. Zenginlerin hepsi lüks yalılarda, villalarda oturuyorlar, evlerinin önünde yabancı bayraklı yatlar, arabalar var ama vergi vermiyorlar. Avrupa Birliği'nden destek almak için plastik zeytin ağacı dikmek ancak bir Yunanlının aklına gelir. Ülkemizde her dört kişiden biri emekli ve çalışan nüfustan sadece yüzde beş eksik maaş alıyorlar. Uzun lafın kısası Avrupa Birliği verdi biz yedik, ödememek gibi bir alışkanlığa girdik. Dolayısı ile halk zenginledi, devlet fakirleşti. Zengin olanlar paralarını vergi cenneti ülkelerine kaçırdılar. Sanayi, tarım ve emek gücüne dayalı işleri bıraktık, hiçbir şey üretmemek gibi bir saçmalığa kapıldık. Emek yoğun işler de hiç kimse çalışmak istemedi. Hizmet sektöründe bile işsizlik olmasına rağmen kaçak mülteci çalıştırdık. Bütün bunların bir gün acısını çekeceğiz ama nasıl çekeceğiz, ne zaman olur bilmiyorum diyordu müşterim. Çok eskiye dayanan dostluğumuz devam ediyor müşterimle. Son durum nasıl? diye sordum, şöyle özetledi; Hiç unutmuyorum Yunanistan futbol takımının Avrupa şampiyonu olduğunda beni aramıştınız, Atina nasıl? diye sormuştunuz. Ben de size, Bütün Yunanistan mutluluktan uçuyor, Allahım böyle günlerimiz çok olsun demiştim. Bugün ise Yunanistan halkı çok üzgün, Allah'ım böyle günlerimiz az olsun kısa sürsün diyorum. Ben de müşterime yanı başımızdaki Suriye ve Irak sınırındaki insanlık dramından bahsettim ve dileklerine bütün insanlık adına katılıyorum. Allah'ım islamiyetin bu kutsal günlerinde insanlık adına acı günler az olsun diye söyleyince. Thanos da bana, İslamiyetin bu kutsal günlerinde dualarınız bütün insanlık adına uğur getirsin, tanrıya ben de insanlık adına çok dualar ediyorum diyordu.
Ben de katılıyorum... Bütün dünyaya barış ve huzur getirsin, acil şifa bekleyen herkesin ama herkesin, ama hepimizin; Allah yardımcısı olsun. Saygılarımla...