Öncelikle yazacaklarımın herhangi bir adaya değil, tüm adaylara ve aday olmayı düşünenlere hitaben olduğunu vurgulamak istiyorum.
Bursaspor Camiası 2010 yılında şampiyon oldu.
O apoleti taktığı andan itibaren de ‘Gerçek başarı’ çıtası konmuş oldu.
Avrupa kupalarına katılabilmek de sonraki başarı kriteri olarak kabul edilebilir.
Bursaspor adına ligde bunlardan sonraki bütün dereceler başarısızlıktır.
Kümede kalma mücadelesi vermek ise ayıptır, skandaldır, rezalettir.
Bursaspor’da görev almayı düşünen başkan veya yönetici adayları en başta bu beklentiyi ve görüşü iyi kavramalı.
Kimse mali durumu falan bahane göstermesin.
Diğer şampiyon kulüplerin mali durumları kendi açılarından Bursaspor’dan çok farklı değil.
Gelir fazlaları kadar borçları da bizden kat be kat fazla.
Ama o kulüplerde zirve hedefi dışında herhangi bir hedef telaffuz dahi edilemez.
Büyük kulüp olmak bunu gerektirir. O kulüplerin başkanları yöneticileri bunu bilerek gelirler.
Tabii ki kendi reklamlarını da yapmak isterler; ama en iyi reklamın başarıyla olacağını bilirler.
Başkanlık için adayın mali durumun iyi olmasının yeterli olmadığını özellikle son iki senede çok net yaşadık.
Öyle “Bende para var o zaman aday olamaya hakkım var” mantığı doğru değil.
Liderlik, vizyon, öngörü, hızlı ve doğru kararlar almayı sağlayan yönetici kabiliyeti gibi vasıflar olmadan gelinen nokta ortada. Kısaca çağın futbol idareciliği gereklerini üzerinizde taşımalısınız.
Yeterince zaman kaybedildi. Bursaspor şampiyonluk sonrası sıradanlaştırıldı. En kötüsü bu sıradanlaşma camiaya kabul ettirilmeye çalışılıyor.
Bursaspor taraftarı hafta sonlarını mutsuz geçirir hale geldi. İnsanların psikolojisi bozuldu. Mağlubiyetler sonrası huzuru bozulan aileler var.
Taraftarlar yaptığı fedakarlıklarının karşılığını alamaz hale geldi.
Bursaspor uğruna,
-Parasını, zamanını harcayanlar
-Ailesiyle, çocuklarıyla geçireceği vakti maçlarda geçirenler
-Sınavlarını kaçıranlar daha kötüsü okulunu bırakanlar
-İşyerinden ayrılanlar veya çıkartılanlar
-Şehir dışına çıkıp kulübünden uzak kalırım endişesiyle hayalindeki mesleği yapamayanlar
-Başı derde girenler, cezaevlerine düşenler
-Eşi, nişanlısı, sevgilisiyle arası bozulanlar
-Deplasmanlarda binlerce kilometre yolu otobüslerde ziyan zebil gidenler
-Saldırıya uğrayıp yaralananlar
-Kısacası gençliğini, hayatını harcayanlar var.
Bursasporluların dünyası Bursaspor’dur.
Dolayısıyla bu işin şakası yok. İnsanların emeklerini heba etmeye, üzmeye, duygularıyla oynamaya kimsenin hakkı yok.
İnsanların hayatlarının merkezine koydukları bir kulübü doğru düzgün ve hakkını vererek yönetmelisiniz.
Bunu başarmak için de planlı, programlı ve akıllı olmalısınız.
Bu kriterleri taşımayan birileri, Bursaspor’a yine zaman, para ve prestij kaybettirir.
Aday olanlar veya olmayı düşünenler, Bursaspor’u asıl hedefine taşıyacak hazırlık, plan, proje ve vizyona sahip değillerse lütfen bu işe hiç soyunmasınlar.
Sportif başarının öncelikli hedef olduğunu adaylar idrak etmeli. Sportif başarı yoksa gerisi hikayedir.
Bursaspor Kulübü kimsenin şahsi egolarını tatmin yeri de değildir.
İşi bilen ve dolayısıyla Bursasporluları mutlu edecek bir adayın göreve gelmesi dileğiyle…