2008 yılı yani tam 10 yıl önceydi. Kulübün yaklaşık 25 milyon TL borcu vardı.
İcralar, hacizler kapıya dayanmıştı. Avukatlar kulübü basıp duruyordu.
Başkan İbrahim Yazıcı kulüp kaynaklarıyla işin içinden çıkılmayacağını anlayınca
Kentin önde gelenlerinden yardım istemeye karar verdi.
Çünkü kendisini göreve kentin O ileri gelenleri davet etmişti.
Bu isimlerin en tepesinde ise O zamanki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik vardı.
Ankara’ya gitmeye karar verildi.
Rahmetli İbrahim Başkan bizlere de “Sizi de Ankara’ya götürmek istiyoruz. Yanımızda olmanız iyi olur” dedi.
Biz de “Tabi ki Başkanım” dedik.
Bursa medyası ve yöneticiler için kiralanan büyükçe bir minibüsle yola çıktık.
Oyalanmadan direkt olarak bakanlığa ulaştık.
Bakan Çelik çok samimi bir şekilde bizi karşıladı.
Birlikte yemeğe gidildi.
Durum anlatıldı. O da sağ olsun hiç ikiletmeden destek sözü verdi.
Yaklaşık 15-20 gün kadar sonra da Bursa’ya gelerek bizlerinde hazır bulunduğu organizasyonda Almira Otel’de Bursalı işadamlarıyla bir araya gelerek kulübe maddi destek istedi.
Bakan Faruk Çelik sabahtan akşama kadar birebir görüşerek biraz da zorlamayla yaklaşık 7 milyon TL topladı.
Yani kulübün borcunun yaklaşıl 3’te birini, bir gün içinde topladı.
O para kulübü dar boğazdan çıkardı, önünü açtı. İcralar hacizler kalktı. Transfer için kaynak sağlandı.
Sürece bizzat şahidim. O zamandan beri de ifade ederim şampiyonluk yürüyüşüne başlama da o yardımın büyük desteği oldu.
Bursaspor şimdi yine dar boğazda. Hatta o zamankinden çok daha büyük sıkıntıda.
Başkan Ay ve arkadaşları sorunu çözemiyor. Çözmek için de somut bir şey yapılmıyor.
İbrahim Yazıcı’ya “Kulüp zor durumda gel göreve ve kurtar” diyenler. Kulüp zor durumda kalınca üzerlerine düşeni yapmıştı.
Aynı şekilde Ali Ay’ın devam etmesini sağlayanlar da bunu yapmak zorunda.
Başkanı o göreve itenlere, oy verenlere kızmayı bir kenara bırakıp “Kulübü bu bataktan nasıl çıkarabiliriz” i konuşup hızlıca harekete geçirmeliyiz.
O kişilere belki de herkesten fazla kızgınım; ama şu an hesaplaşma zamanı değil, destek zamanı.
BTSO locaları mı alır, Tv programlarıyla işadamlarından para mı toplanır, piyango mu düzenlenir, Bursastore’da “Kulübe destek” ürünleri mi çıkarılır, Belediye başkanı acilen bir kaynak mı sağlar bilemiyorum; ama böyle oturup “Para yok, para yok” diye ağlamaktansa bir şeyler yapmak gerekiyor.
Bu şehrin kaynakları, gücü Bursaspor’un borcunu bin defa öder.
Sadece o gücü harekete geçirmek gerekiyor.
Aksi takdirde çok sevdiğimiz Bursaspor, O’nu kurtaramayacağımız noktaya doğru sürüklenecek.