?>
Soygun!
Futboldaki büyük soygunu engellemek için bir şeyler yapılmalı.
Futbolda dönen anormal ve abartılı paradan nemalanan asalak futbol menajerleri ile ilgili daha önce de yazdım.
Futbolda futbolcuların bile olması gerekenin 10 katı fazla kazandığını da sık sık ifade ederim.
Alt tarafı günde 1,5-2 saat antrenman yapıp yılda en fazla 30-35 maça çıkan, ulusal alanda kayda değer başarısı olmayan Türk futbolcuların yılda 5-6 milyon almaları cidden saçmalık.
Dünya yıldızları için de görüşüm aynı.
Onların aldığı paraları telaffuz etmeye bile zorlanıyoruz. Sanki dünyayı kurtarıyorlar!
Abartılı futbolcu ücretleri yetmezmiş gibi bir de futbolcuların ve kulüplerin sırtına kene gibi yapışmış adına da “Menajer” denen tipler var.
Enteresandır bir futbolcunun bir menajeri de yok. “Şu ülke yetkisi, bu şehir yetkilisi neredeyse mahalle yetkilisi” adı altında bir sürü menajer transfer görüşmelerinde ortaya çıkıp, kulüpleri soymaya çalışıyor.
İlginçtir bu konuda zorlanmıyorlar da !
Kah bir kulüp başkanı, kah yönetici ya da kulüp içinden bir başka profesyonelle işbirliği yapıp soygunu gerçekleştiriyorlar.
Bunun gizli olmasına gerek de yok.
Kulübün parası hak etmeyen kişilere kamuoyu bilgilendirilerek bile verilse bu yanlıştır.
Çünkü kulübün her kuruşu yönetime emanettir.
Dürüst başkan ve yönetici olmak yetmez.
Başkalarının da kulüp üzerinden rant elde etmesine engel olmuyorsan o dürüstlük havada kalır.
O emanete de en doğru şekilde sahip çıkmak ve yönetmek gerekir.
Son Paul Le Guen olayında da yaşandı.
Menajer milleti bu işte tam anlamıyla kaşarlaşmış durumda.
İyi niyetle çalışan yöneticilere kulüpteki işbirlikçileriyle birlikte kumpas kurup, sıkıştırmayı iyi biliyorlar. Bu sayede istedikleri sözleşmeleri de imzalatıyorlar.
Fransız Le Guen olayında da olan bu.
Camianın kulübü denetleme görevi verdiği Avukat Yalçın Cambaz ve ekibi bu konudaki detayları kamuyu ile paylaştı.
Üstelik bunu kulüp sitesinden yaptılar.
Cambaz ve arkadaşları kendilerine duyulan güvenin de boşuna olmadığını gösterdi.
Yalnız burada atlanan çok önemli bir nokta var.
Şöyle ki.
Yalçın Cambaz başkanlığındaki denetleme kurulu tarafsız olarak görevlerini yapıyor.
Onların görevi hassas bir şekilde araştırma yapıp tespitlerini kamuoyuyla paylaşmak.
Bundan sonrasında yorum ve takdir Bursaspor kamuoyuna bırakılıyor.
Yani Yalçın Cambaz ve arkadaşlarından taraftar gibi hareket etmelerini, öyle bir dil kullanmalarını beklemek doğru bir yaklaşım değil. Onlardan sadece denetleme ve tetkik sonucu çıkan bilgiler beklenmeli.
Konumuza dönelim.
Kulüple, hoca veya futbolcular anlaşma sağlıyor, menajer veya menajer yancısı birileri neredeyse transfer rakamına yakın miktarda kazanç elde ediyor !
Bu kabul edilebilir bir şey değil ve bu yıllardır böyle.
Bu tamamen hırsızlık ve soygundur.
Buna futbolun patronlarının artık “dur” demesi gerekiyor.
Yani FiFA ve UEFA ve TFF'nin.
Çünkü kulüp yöneticileri diyemiyor, bazıları da demek istemiyor.
Hemen her davada futbolcuları haklı kulüpleri haksız bularak, hak edilmeyen paraların futbolculara ödenmesine çanak tutan futbolu yönetenler, bu soyguna menajerlerin ve kulüpler içindeki bazı işbirlikçilerin katılmasına da göz yumuyor.
Peki ne yapılmalı?
Gayet basit.
Bir futbolcunun tek menajeri olur, transferden de en fazla toplam %3 komisyon alabilir” net kuralını getirmeleri ve bunu denetlemeleri gerekiyor.
Cezai müeyyideleriyle birlikte tabi ki.
Öyle yetki verme falan yasaklanmalı.
Menajerse dil bilecek, her ülkede de işini yapabilecek.
Futbolu yönetenler hak etmeyen insanlara paralar kazandırarak kulüplerin batmasına göz yumuyor.
Kulüpler olmazsa futbol olmaz.
Bazı kötü niyetli kulüp sorumlularından ve o menajer denen kişilerden kulüpleri kurtarmak için dünya ve Türk futbolunu yönetenlerin harekete geçmesi gerekiyor.
Bu konuda da harekete geçilmesi için iş de TFF yöneticilerine düşüyor.
Çünkü böyle giderse en başta Türk futbolu bu çakalların elinde yok olup gidecek.
YAZARIN DİĞER YAZILARI