Maç öncesi şehri merkezi harikaydı. İki bin kişi gelen Ankaragücü tribünü şehrin tarihi merkezinde Bursasporlularla birlikte dolaşıyordu. 

Sabah da kahvaltı organizasyonunda ağırlandılar. Kardeşler yıllar sonra hasret gideriyordu.

Bu arada şehir merkezini dolaşırken birçok Bursasporlu esnaf ve çalışanlarıyla da sohbet ettim.

Hepsi de maç günü ve saati nedeniyle "stada gelemeyeceklerini" söylüyorlardı.

İnanın “Ben geleceğim” diyen tek bir kişi duymadım esnaflar arasında.

Bu soruna çare bulunamadı gitti. Cumartesi 4’te maç oynatmak çalışanlara açıkça “maça gelmeyin” demektir.

Bu konuyu defalarca yazdık; Bursaspor Kulübü bir türlü ağırlığını koyamıyor ki değişen bir şey yok.

Maça dönelim…

Karşılaşmanın kırılma anlarından birisi de doksan dakika içinde değil de maç öncesiydi.

İlk 11 başlayacak olan El Kebir’in sakatlanması Bursaspor için önemli avantaj oldu.

Zira zaten eksik olan yeşil beyazlıların bir de bu tarz hareketli, araya kaçan, gol vuruşları iyi bir oyuncuyla mücadele etmeyecek olması sevindiriciydi.

Bursaspor’da eksikti dedik. Samet Hoca da sahaya farklı olarak Shehu, Latovlevici, Ramazan Keskin ve Stancu’yu sürmüştü.

Özellikle "Ramazan’ı iyi ki sürmüş" dedirtti. Genç oyuncu goldeki asistinin yanında maç içinde de sınavı geçti. İlk maçı olmasına rağmen soğukkanlıydı, iyi yer tuttu, bastı, topları büyük ölçüde doğru kullandı.

Önde oynayan Umut Meraş attığı golle maçı kazandırdı. Etkili bindirmeleri ile de rakibi sık rahatsız etti. Umut'un mücadeleci futbolunu beğeniyorum. Aytaç’ı bu maç öncekilere göre daha iyi buldum. Topu daha iyi kullandı. Stancu için ise görüşüm  zaten çok önceden beri aynı. Kesinlikle zaman kaybı.  Ne ikili mücadele kazanabiliyor, ne doğru koşular yapabiliyor ne de topu doğru kullanabiliyor. Sonradan oyuna giren Lima da verimsiz futboluna devam ediyor. Topu kenarda alıp Neymar hareketleri falan yapmaya çalışıyor da hepsi boş.

Kardeş kulüp Ankaragücü’nün en zayıf noktası bana göre kalede Gençlerbirliği’nden de hatırladığımız Johannes Hoph. 

Sarı lacivertlilerin çok başını ağrıtır. Ne yer tutabiliyor ne de yan topları alabiliyor. Hiç güven vermiyor.

Buna karşın Başkent ekibi adına sahadaki en etkisi isim Bifouma’yı çok iyi savunan Bursaspor defansını da kutlamak gerekiyor. 

Siyahi oyuncu başa iş açabilirdi.

 

VAR diye bir şey VAR !

 

Bursaspor için geleneksel hale gelen! VAR gol iptalleri bu maçta da yaşandı.

Bursaspor Umut Meraş, Sakho ve Lima ile 3 gol attı sadece 1’i sayıldı.

Timsah’ın lig başından beri 6 golü VAR marifetiyle sayılmadı.

Bu durumu tesadüflerle açıklamak falan mümkün değil.

Artık Samet Hoca ve tribünler bile “VAR VAR” diyerek dalga geçiyor.

Söz konusu Bursaspor’un golüyse hakemler sadece gol öncesini değil, neredeyse maçın başından itibaren pozisyonları izleyecekler!

Aynı uygulamalar ayrıcalıklı kulüpler uygulanmıyor. Bursasporluların itirazı buna.

Hatta diğer hiçbir kulübe bu derece uygulanmıyor.

Bursaspor sahadaki rakiple olduğu kadar hakemler ve VAR ile de mücadele ediyor.

Her şeye rağmen "Timsah sonunda VAR’a karşı ilk galibiyetini almış oldu" desek yalan olmaz.

Tabi ki kazanmış olmak sorunları gölgelemesin.

Rakip sahaya oyunu yıkma, pozisyon zenginliği olarak yetersizlik devam ediyor.

Bu konuda çareler aramak ve bulmak Samet Hoca’nın işi.

Lig arası sonrası Galatasaray maçına kadar geçecek süre dilerim iyi değerlendirilir.