Brüksel'in bir mini Emirdağ olduğunu ve Emirdağ'ın Eskişehir'e yakın olduğunu bilmeyenler, nereden çıktı bu Eskişehir-Brüksel uçuşları diyebilirler. Ama Anadolu Üniversitesi'yle yüzbinlerce insana üniversitede açık öğretim imkanı sunan Eskişehir, şehirciliğiyle de örnek gösteriliyor. Bunlar yollar, hanlar hamamlar, AVM'ler değil. Mimarinin yanında alt yapı, eğitimin yanında hava alanı...
Bunun ardında bir kahraman var. Memleketimizin yetiştirdiği bir modern Türkiye kahramanı.. İşini sahiplenerek nasıl daha iyi yaparım diye kafa yoran bir insan...
Yılmaz Büyükerşen.
Çocukluğu.. İkinci dünya savaşı sırasında geçti. Dededen babaya belediye hizmetine yakın büyüdü. Halkevlerindeki etkinleri ve eğitimleri kaçırmadı. Toprak boyadan suluboya, eski giysilerin püsküllerinden fırça yaparak resme başladı.
Ortaokulda eski uçak parçalarından radyo yaptı. Canlı radyo programı yayınladı. Lisede okul gazetesi çıkardı. Tiyatroda oynadı. Üniversitede mizah dergilerine karikatür çizdi. Gazeteci oldu. Annesinin dikiş makinasını satarak ilk işine başladı.
Rektör oldu.. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi, diğer üniversiteler için bir başlangıç noktası oldu. Türkiye’nin ilk çizgi film stüdyosunu kurdu. TRT ve reklam şirketlerine üretim yaptı. Eskişehir’e Türkiye’nin sivil havacılık okulunu açtı. Eğitim hava alanı sayesinde Brüksel’den Eskişehir’e uçak seferleri başladı.
Türkler yapamaz sözüne hep karşı durdu. İnatçı, vazgeçmiyor. En fazla zamana bırakıyor.
Belediye Başkanı oldu.. Eskişehir’i örnek bir şehir olarak yeniden inşa etti.
Eşi, en iyi eleştirmeni.. Kendimiz için değil, çocuklarımız ve torunlarımız için diyerek motive etti. Zaman geldi, onu görebilmek için Belediye’de ziyaret etti.
Herkes işini böyle sahiplense... Başkasının ne yapmadığına değil, kendisinin neler yapabileceğine kafa yorsa. İyi bir şeyler olacağına inansa...
Hayat bayram olsa...
Kaynak röportaj: https://youtu.be/ yr6P8qzJgok
Sevgiyle kalın.