6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363 üncü maddesine göre, ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilir.Kanun yararına temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay ilgili dairesi tarafından temyiz incelemesi yapılır (HMK m.363/1).Verildikleri anda kesin olan kararlar; ilk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlardır (HMK m.363/1). Kesinleşmiş nihai kararlar ise, hakkında istinaf yoluna başvurulabilen veya temyiz edilebilen ve fakat taraflardan hiçbirinin, süresi içinde istinaf veya temyiz yoluna başvurmamış olması nedeniyle istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş olan nihai kararlardır.Üstte belirtilen her iki durumda da nihai kararlar, bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesinden veya Yargıtay'ın temyiz incelemesinden geçmemiş olup, söz konusu nihai kararlar verilirken, hukuk kuralları yanlış uygulanmıştır.Yargıtay ilgili dairesinin yapacağı temyiz incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesi ya da istinaf mahkemesince alınan kesin veya kesinleşmiş nihai karar bozulursa, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz (HMK m.363/2). Bir başka anlatımla, kanun yararına bozma sonrası, mahkeme yeniden yargılama yapamaz ve bozmaya uygun şekilde yeni bir hüküm kuramaz.Yargıtay ilgili dairesinin incelemesi sonucunda aldığı karardan bir sureti Adalet Bakanlığına gönderilir. Bu karar Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle (HMK m.363/3), yasaların tüm Türkiye'de aynı şekilde uygulanması sağlanmış olur.Üstte yapılan açıklamalar ile yargılamanın iadesi farklı müesseselerdir.Yargılamada ağır hataların veya önemli eksikliklerin olması yargısal bir yanılgı ortaya çıkarabilir. İşte, ortaya çıkan bu sonuçları ortadan kaldırabilmek için, Kanun, sınırlı (tahdidi) olarak saydığı bazı ağır yargılama yanlışlıklarından dolayı, kesin hükmün tekrar gözden geçirilmesine ve aynı dava hakkında yeni bir hüküm verilmesine istisnai olarak müsaade etmektedir ki, bu, olağanüstü (fevkalade) bir kanun yolu olan yargılamanın iadesidir (HMK m.374 - 381).(1)Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızı sunarız.(1) Kuru, B./Arslan, R./Yılmaz,E.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, B.23, Ankara 2012, s.689