Devlet, TFF ve kulüpler borçlar için düşünmüşler, taşınmışlar müthiş bir fikir bulmuşlar !
Bu dahiyane fikre göre, kulüplerin tüm borçlarını devlet bankası kapatacak, herkes sadece o bankaya borçlanacak !
Bunu 80'li yıllarda deneyen İspanya'da alınan sonucu görmemişler anlaşılan.
Borçlar azalacağına daha da artmıştı. Üstelik orada bizden çok daha oturmuş ve başarılı bir futbol sistemi varken.
Bizim ligdeki kulüplerin kulüplerin toplam da 10 milyar TL kadar borçları var.
Bu borcun büyük çoğunluğu şampiyonluk yaşamış 5 kulübe ait.
Peki bu borçlar kimlere?
Kadrolarındaki futbolculara, hocalara, gönderdikleri futbolculara, hocalara, yöneticilere, menajerlere, alt yapı hocalarına, personele, kasaba, bakkala, belediyeye, devlete...
Yani "Yedi düvele" desek yanlış olmaz.
Oysa kulüplerin büyüklüklerine göre değişen oranda gelirleri de oldukça iyi.
Hal böyleyken bu borçlar nasıl bu seviyeye geldi peki?
Cevap belli...
Futbolu bilmeyen başkanlar, yöneticiler, hocaların, menajerlerin, futbolcuların elinde oyuncak oluyor.
Transferden pay alan futbolun çakallarına kanıp, 100 liralık topçuya 500 lira veriyorlar.
O topçu da ahlaksız çıkıyor oynamıyor, hadi yerine aynı kazıklar yenerek yeni topçular getiriliyor.
Çarkın olmazsa olmazı! "Menajerlerle ortak çalışan kötü niyetli başkanlar ve yöneticiler de" işin içine girdiğinde kulüpler de işte böyle batıyor.
Futbolda büyük para dönüyor.
Bu paranın belli bir sahibi de olmadığından, kan kokusu almış köpek balıkları gibi birçok kesimden kişilerin iştahı kabarıyor.
Hatta işi bozulan, bozulmaya yüz tutan veya daha fazla cukkayı doldurmak isteyen kişiler kulüp başkanı, yönetici olmaya çalışıyor.
Maalesef bazıları bunu başarıyor da.
Bunu Bursasporlular olarak bizzat yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
Yerli ve yabancı futbolculara, hocalara ödenen abartılı transfer ücretleri, menajerlerine ödenen abartılı rakamlar falan hepsi birleştiğinde al sana batmış bir sürü kulüp ve 10 miyar borç !
Ortada dişe dokunur başarı var mı? O da yok.
Avrupa’ya çıkan sözde büyük takımlarımız kasaba kulüplerinden fark yiyor, milli takımımız kasap, bakkal, balıkçıdan oluşan milli takımlardan fark yiyor.
Bu da çok önemli. Bu başarısız futbolculara, hocalara ederinden çok daha fazla ücretler ödeniyor.
Yaşanan soygunlar kadar bu rakamlar da kulüpleri batırıyor.
İki pas yapamayan kazma topçu yılda 5 milyon para kazanıyor.
Golcü diye getirilen yabancı 20 maçta 1 golü zorla atabilirken, cebine 25 milyonu kolayca atıveriyor!
Türk Futbolunun yapısı bozuk yapısı!
Borçları yapılandırsak ne olacak?
DEĞİL KREDİ HİBE BİLE KURTARMAZ
Borçları tek bir yerde toplayıp kredilendirmeyi geçtim, bütün kulüplere borçları kadar hibe verilse hatta bir o kadar daha ilave edilse bile futboldaki bu bozuk yapı var oldukça 3-4 sene içinde kulüpler yine şu an oldukları noktaya gelirler.
Futboldan, futbolcudan anlamayan, futbol ekonomisi yönetmemiş, futbolu bilen profesyonellerle çalışmak yerine, çevresindeki olur olmaz kişileri dinleyen başkanlar, yöneticiler kulüplerin başında var oldukça, aynı şekilde kendini geliştiremeyen, eski kafa veya menajer ortağı hocalar var oldukça mevcut kötü son kaçınılmazdır.
Konunun Bursaspor kısmına hiç girmiyorum zira iyice içiniz kararmasın. Yazdığım her şey Bursaspor için de geçerli zaten.
Borç ödemek için defalarca kredi alan; ama borçları katlanarak artan bir kulüp Bursaspor. Farklı bir sonuç beklemek hayal olur.
BORÇLAR YÖNETİCİLERE
Diğer yandan “Borçlardan yöneticilerin sorumlu olması” şeklinde bir yasal düzenleme planlanıyor.
Bu kontrolsüz harcamalara olumlu anlamda etki edebilir; ancak bu kez de yönetici bulmak zorlaşır.
Macera arayan garip tipler çıkar piyasaya.
Sözün özü Türk futbolundaki genel sorunları çözmeden yani bu bozuk yapıyı düzeltmeden ekonomik anlamda da sportif anlamda da hiçbir şey düzelmez.
Bu basit mantıkları yürütüp o alanlarda yapılandırmalar yapmak yerine bankalara yapılandırma planları yapmak da ayrı bir yapısal bozukluktur.Bankaları da malum biliyoruz.
Sevmeyecekleri eşeğin önüne ot koymazlar !
Ne diyelim. ALLAH sonumuzu hayretsin.