(Geçen haftadan devam)Rusçuk'taki Türk kuvvetleri, takviye beklemekteydiler. Rusçuk seraskerliğine atanan Halil Paşa, 40 000 kişilik ordusunu takviye alarak kuvvetlendirdikten sonra ilerledi ve Bele köyü {Tırnova ile Rusçuk arasındadır-İstiklal Harbi kahramanlarından Refet Bele bu köydendir diye biliyorum) yakınında 7--8.000 kişilik bir Rus kuvvetini mağlûp etti. 16 Ağustos 1810'da taarruza geçen General Uvarov komutasındaki Rus birliği, Türk garnizonu karşısında yenilgiye uğradı ve geri çekildi. Kuşatma halindeki Rusçuk garnizonu takviye beklerken, Rusçuk seraskerliğine atanan Goşancalı Halil Paşa 40.000 kişilik ordusuyla Tırnova ile Rusçuk arasında Bele Muharebesi'nde Rusları mağlup etti.Bundan sonra Halil Paşa kuvvetleri 28 Ağustos'ta Rusçuk batısındaki Batin deresinin batı sırtlarını işgal ederek savunma düzenine geçti.Ruscuk'u kuşatmış olan Rus kuvvetlerine Silistre ve Çirnavut bölgesinden yardım geldi ve Rus ordusunun sayısı 34.000'i buldu. Razgırad bölgesinden Türk ordusuna takviye kuvvetleri gelmekte olduğunu öğrenen Ruslar, bir an önce sonuca ulaşmak için 8.500 kişilik bir kuvvetle Batin köyü güneyinde tertiplenmişlerdi.Rusçuk'un batısındaki Batin deresinde savunma düzenine geçen Türk ordusu 25 Ağustos'ta Bâtın Muharebesi'nde, Rus ordusuna komuta eden Nikolay Kamenski tarafından, Rus nehir filosu'nun da desteği ile ağır bir yenilgiye uğratıldı. Rus süvarileri tarafından 15 km kadar takip edilen Muhtar Paşa'nın Arnavutları ve ayanların Goşancalı Halil Paşa emrindeki birlikler 7 Eylülde tamamen yenildiler, hatta neredeyse yok edildiler. 21 bin asker ve 140 toptan oluşan düşmanın üstün gücü karşısında 8 bin Türk hayatını kaybetti. Rus General İlovaitzki ile birlikte 3 general ve 78 subay da Rus kayıpları arasında idi. Muharebede Goşancalı Halil Paşa da vurularak şehit oldu.Bunun üzerine diğer kumandanlar Halil Paşanın ölümünü saklayarak, Ruslar ile geri çekilmek için bir anlaşma yaptılar. Ancak Ruslar, daha sonra Halil Paşanın ölümünü öğrenince, anlaşmanın onun adına yapıldığını ileri sürerek tanımadılar. Bu suretle Ruscuk'u kurtarmakla görevlendirilen Türk ordusu dağıldı. Alınan mağlubiyette, komuta kademesinin yerinde karar alamaması ve hızlı hareket edememesinin de etkisi vardı. Öyle ki Osmanlı Serdar-ı ekremi Kör Yusuf Ziyaüddin Paşa, zamanında Goşancalı Halil Paşa'ya yardıma gitseydi ağır bir yenilgi yerine parlak bir zafer kazanılabilirdi.Batin yenilgisinden sonra 2 hafta içinde Ruslar, Batin muharebesi'nin ardından önce harabeye çevrilen Ziştovi'yi, daha sonra da kahraman savunucusu Boşnak Ağa tarafından gerek kendi adına, gerekse Karslı Ali Paşa adına 27 Eylül'de teslim edilen Rusçuk ve Yergöğü'nü işgal ettiler. Ekim ayı başlarında önce Turnu, daha sonra da Niğbolu üzerinde Rus bayrağı dalgalanıyordu. Ayan Pehlivan Süleyman Paşa, Voronzov'un askerleri karşısında Plevne'den kaçtı, Selvi'ye ise Kazaklar yerleşiyordu. Kurtulabilen 6.000 kişilik bir kuvvet Şumnu'ya çekildi. Ama neye yarar ki?Vidin'i kurtarmak için Tepedelenli Ali Paşa'nın Sofya'ya kadar ilerlemeyi başarmış diğer oğlu Veli Paşa, Mora'nın genç valisi ve babasının vekili olarak yönettiği 10 bin Arnavut'tan 2 binini buraya gönderdi. Daha haziran ayında birkaç bin Sırp, General Tzukatos'un emrindeki Rus birlikler ile Olt bölgesinde birleşerek, Birsa-Palanka'yı aldılar. Serbest Sırbistan'a akın eden Niş Paşası, geri çekilmek zorunda kaldı.General Orurk, Sırplara Serez Paşası İsmail Bey'i ve Ahmed Reşat'ı Eylül ayı başlannda yenmeleri için yardım etti. Drina Nehri kenarında ise Olt bölgesindeki Eflak Pandorlarından oluşturulan Nikitiç süvari bölükleri bekliyordu. Kladova'nın müdafaa kıtaları artık Hristiyanlardan oluşuyordu. Kara Yorgi, Ekim ayında tekrar akın eden Boşnakları geri püskürttü. 26 Ekim 1810 tarihinde, Nikolay Kamenski Vidin Muharebesinde Serasker Vezir Hacı Osman Paşa komutasındaki 40.000 kişilik Osmanlı ordusunu mağlup etmiş, bu savaşta Osmanlı ordusu 10.000 kayıp verirken Kamenski yönetimindeki Rus ordusu sadece 1.500 kayıp vermiştir. Ruslar, bu zaferleri amansız hastalıklara yakalanan ve batıdaki savaşın yönetimini General Zay'a bırakan generaller Tzukatos ve Isayev'in ölümü ile ödemişti.Kışın yaklaşması ve ikmal hattının giderek uzaması nedeniyle güvenliğini tehlikede gören Kont Sergei Kamenski Rus ordusunu Tuna kıyılarına geri çekti. 4 Şubat 1811 tarihinde ciddi bir hastalığa yakalanan Kamenski, yerine Çar I. Aleksandr (Rusya) tarafından General Mihail Kutuzov'un Rus ordularının yeni kumandanı olarak tayin edilmesinin ardından, 4 Mart 1811'de 35 yaşında hayata veda etti. Tarihler 1806-1812 Osmanlı Rus savaşları ve bu savaşın içindeki beni de benim köylülerimi de ilgilendiren BATİN SAVAŞLARINI böyle yazmaktadır. Her zamanki gibi anlaşmazlık, çekememezlik ve sonuç hüsran. Savaşı kaybeden Osmanlı Devleti barış istemiştir. Bükreş anlaşması ile Eflak Boğdan Ruslar tarafından Osmanlıya geri verilecek, Beserabya bölgesi Ruslara bırakılacak, Prut Nehri Osmanlı Rus sınırı olacak ve Sırbistan'a imtiyaz verilecektir. Bu antlaşma ile ilk kez bir azınlık (Sırplar) imtiyaz kazanmıştır. Bu durum Osmanlıdan ayrılmak isteyen diğer azınlıkların iştahını kabartmıştır.İşte size doğduğum topraklara ziyaretin sonucu bir tarih gezisi.