Ligde ölüm kalım savaşı veren Bursaspor’un rakibi Kasımpaşa’ydı.
Timsah’ın başında ikinci maçına çıkan Mesut Bakkal öğrencilerine belli ki tek puanın yetersiz olduğu mesajı vermişti.
Bursapor maçın başından itibaren rakibinin üzerine daha fazla giden taraftı.
Çok organize hücum organizasyonları göremiyorduk; ancak oyunun hakimi daha çok Bursaspor’du.
Rakip sahada ve kale önünde gerekli şekilde çoğalamamak, boşlukları iyi değerlendirememek ve yanlış pas tercihleri yeşil beyazlıların istediği skoru tabelaya yansıtamamasına baş etkendi.
Aslında oyunun akışına göre sürekli yanlış pozisyonlar alınması diye de bunu açıklayabiliriz.
Son haftaların etkili ismi Yusuf’un yokları oynadığı maçta haliyle o kanat verimli kullanılamadı.
Ertuğrul’da kendine gelmesi gereken isimlerden. Pozisyon alma konusunda çok ciddi sorunları olan bir isim de O. Kafaca da öyle görünüyor.
Ön bölgede ise Sakho iyice can sıkmaya başladı. Yani duracağı yeri bilmeyen, golü koklayamayan görüntüsü ile beklentileri karşılayamıyor. Vuruşlar da golcülükle alakası yok.
Kreatif ayak dediğimiz Lima’nın kaçırdığı yüzde yüz golleri ben artık sayamıyorum. O da ayrı bir alem oyuncu.
Çok iyi bir görüntü çizmeyen Aytaç’ın penaltı atma özgüveni için tebrik ediyorum. Pek güven vermediği bir konuda inisiyatif alıp başarması önemliydi.
Rakip Kasımpaşa kötü ve yumuşak bir günündeydi. Bursaspor’un belalısı Trezeguet olmasa gol bulmaları gerçekten imkansız gibiydi.
Böyle bir rakibi bile yenememiş olmak Bursaspor adına açıkçası endişe verici. Başka bir takım olsa bugün inanın fark atardı.
Kritik haftalarda olduğumuzdan ve bu futbolculara mecbur olduğumuzdan kelimeleri özenle seçmeye çalışıyorum; ancak artık futbolculara galibiyete ihtiyaç olduğu anlatılmalı.
Bursaspor ligde kalmak istiyorsa deplasmanlardan da galibiyetler çıkarmak zorunda.
Bursa’daki maçları söylemeye zaten gerek yok.