Hafta içinde bir Avrupa ülkesinde sokaklar bomboştur. Akşam saatlerinde trafikte hiçbir araç kalmaz. Sabah erkendense bir telaşla insanlar çalışma mekanlarına ulaşmak için yollara düşer.Türkiyede çalışan nüfusun toplam nüfusa oranı çok düşüktür. Bu sebeple sokaklar haftanın her günü insanla doludur. Geç saatlere kadar televizyon başında zaman tüketilir.Sözü edilen durum en yalın ifadeyle insanımızın boş gezdiğiyle tanımlanabilir. Boş gezen insan mutsuzdur ve kendi mutsuzluğunu toplumsal sıkıntılara dönüşmesine neden olur.İnsanımız isteyerek mi boş gezmektedir? Hayır.Siz bireye eğitim vermezseniz, bir meslek kazandırmazsanız bu insandan ne bekleyebilirsiniz?2015 yılının ortalarına geride bıraktığımız bilgi çağında kimse sanayide ırgatlık yapmak istememektedir. Ancak aç kalmamak için sınırlı olan bu iş alanlarında geçici süre çalışmaktadır. Elinden iş gelmediği için güce biat etmekte ve özgürlüklerini bir kenara atmaktadır. Demokratik haklarından vazgeçer hale gelmektedir. Elinden iş gelen, geleceğe umutla bakan, haklarını arayan ve özgürlüğüne düşkün bir toplum bugün refah toplumunun olmazsa olmazlarıdır.Günümüzde sivil toplum örgütlerinin toplumsal gelişmede çok önemli yeri vardır. Bu kurumların bireylerin üretkenliğini arttırıcı çalışmalar öncelik vermesi yerinde olacaktır. Kendi ayakları üzerinde duran, dünyayla rekabet eden, çalışan insanlardan oluşan bir topluma hızlı bir şekilde dönüşmek için bir amaç birliği yapılmalıdır.Güzel topraklarda en müreffeh toplumu yaratmak işten bile değildir.