Piyasalarda yaşanan çalkantıların bir sonucu da güvensizliğin artmasıdır. Güven olmayan yerde de olumlu hiçbir gelişme beklenmez. Burada bir kaç defa değindiğimiz bir konu var; herkes TL'nin özellikle ABD doları karşısındaki değeri üzerinden ekonomiyi değerlendiriyor. Ancak daha önceki krizlerden farklı olarak bu sefer belki de krizin kendisini farklı bir alanda göstermesi söz konusu. Bu savımızı hatırlattıktan sonra devam edelim...Gözler USD/TL'de olunca toplumun her unsuru dövizin gidişatına göre kendisini ayarlıyor. Son günlerde Merkez Bankası'nın (MB) rezervleriyle ilgili yazıp çiziliyor...Net rezervinin eksiye düştüğü bile söylendi. Sonrasında kamu bankalarının dolar sattıklarını okuduk.Asya piyasalarının en sığ olduğu saatlerde piyasa fiyatlarının altında satışların yapıldığı iddialarına sessiz kalındı. MB'nin borçlandığı dolarları kamu bankalarına borç verdiği, kamu bankalarının da satışlarda bu dolarları kullandığı da ifade ediliyor. Bankalar da satış karşılığı aldıkları TL'yle tahvil alarak borçlanma faizinin artmasını önlüyormuş. Tüm bu bilgilerin doğru olmadığına inanmak istiyoruz. Ancak ilgili makamlardan yalanlama gelmemesi tereddüt yaratmaktadır. Gelinen noktada söylenmesi gerekenler vardır. Eğer bu işlemler yapılıyorsa, işlemlerin boşuna yapıldığı söylenebilir.Çünkü hala açık piyasa ekonomimiz varsa hiçbir güç piyasayı yönlendiremez, geçici bir süre etki oluşturabilir. Piyasa bir noktadan sonra yoluna devam edecek ve alınan pozisyonlar anlam taşımayacaktır. Eğer açık piyasa ekonomisinden çıkıldıysa yapılan müdahaleler etkin olacaktır ancak bu durumda sözü edilen işlemler yapılmadan da dolar ve faizde istenen seviyeler yakalanabilir.Diyeceğimiz, bir an evvel yetkili makamlardan gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Açık piyasa ekonomisinde miyiz? Söylenen müdahaleler yapılmakta mıdır?