Rakip Yalçın Koşukavak’ın üç yıl görev yaptığı üstelik o dönemki oyuncuların bir çoğunun hala sarı siyahlı formayı giydiği İstanbulspor’du.
Rakibin analizi açısından bu önemliydi.
Maç öncesi kadroyu elimize aldığımızda Özer’in ortaya çekilmiş ve Burak Kapacak’ın da ilk 11’de başlıyor olması kadronun olumlu tarafı olarak görünüyordu.
Hakemin düdüğü ile maç başladı; ama dakikalar ilerledikçe Bursaspor’un pek maça başlayamadığını gördük !
Diri bir takım olan rakibin alanlarını kapatırken oldukça başarılı olan yeşil beyazlı oyuncular, kendi oyunlarını ise kuramıyordu.
“Rakibe basarak topu kapıp Burak’la falan hızlı hücumlarla mı rakibi vuracağız” diye düşünüyorduk; ama kreatif olmayan orta saha oyuncuları da topu pek doğru koşturamıyordu.
Oyun kurmayı geçtim doğru düzgün iki pas yapamadan ilk yarım saat geçti.
Bizler de endişelenmeye başladık.
Bu arada Kubilay’ın kaçırdığı golü de konuşmamız lazım.
Genç oyuncu altı pas içinden bu tip golleri çok kaçırıyor.
Özel bir çalışma yapmayı falan düşünmüyor mu acaba?
MAÇIN KIRILMA ANI
Hakemin doğru penaltı kararı ve Çağlar’ın muhteşem kurtarışı maçın kırılma anıydı.
Çağlar rakibi yanıltmak için mi sağına yatar gibi yaptı yoksa sağa atlayacakken rakibin sola atacağını mı hissetti bilmiyorum; ama bu kurtarışı takımı adına çok önemliydi.
Hemen arkasında duran topla kazanılan gol ve rakibin 10 kişi kalması bir an da avantajı Timsah’a döndürdü.
Peki Timsah bu avantajı yeterince kullanabildi mi?
Buna “evet” demek mümkün değil. 10 kişi kalan rakibe karşı da oyun anlamında bir üstünlük yoktu.
Özer’in pası ve Recep’in pek beklenmedik vuruşu ile ikiye çıkan fark Bursaspor’u rahatlattı.
Deplasmanda bu skoru yakalayabilmek önemli; ama bu tarz bir oyunla bu her zaman gerçekleşmez.
SELEZNOV NEDEN OYNAMIYOR?
Burak Altıparmak’ın takıma dönmesi oyun anlamında Bursaspor’u ileriye taşır; ama forvetteki problemi de görmek lazım.
Seleznov neden hala ilk 11 başlamıyor ben anlamıyorum.
Yani eldeki forvetlere bakıldığında kendini ispat etmiş ve en iyi golcünün O olduğu gayet net.
Hoca Kubilay’ı kesmek istemiyorsa çift forvet çıksa, emin olabilir ki kimse itiraz etmez.
Seleznov gibi bir golcü de kenarda bekletilmez.
Sonuç olarak hedefe giden yolda tabela önemli.
O tabelada Bursaspor’un yanında yazan rakam büyükse tabi ki her Bursasporlu mutlu olur.
Ama bu durumun devam etmesi için Bursaspor’un oyunun da gelişmesi şart.
Sonuç olarak hedefe giden yolda her üç puan çok önemli.
TRİBÜN ÇOK İYİYDİ
Son olarak tribüne de değinmek istiyorum.
Oraya kadar gidip takımı harika desteklediler.
Tabi bu arada İstanbulspor tribün bandosu ve Bursapsor taraftarının maç boyu süren düeti (!) de çok güzeldi.
Yalnız bandonun repertuarını geliştimesi lazım Zira Bursaspor tribünü tezahürat resitali verirken bando 3-4 şarkıyla 90 dakikayı çıkarmaya çalıştı.