Bu iş için gerçekten büyük kaynak zaman ve enerji harcandı. Sisteme büyük umutlar bağlandı.İşin başında ve hayata geçme aşamasında azımsanmayacak sayı ve oranda hukukçular, sistemin belirtilen amaçlara tek başına ilaç olamayacağını, aksine adil ve hızlı yargılanma ilke ve amacına engel olacağını, istinaf sistemini deneyen pek çok ülkenin daha sonra tamamen kaldırdıklarını yazdı, çizdi, anlattılar. Keza yeni HMK'da yer alan ön inceleme- sözlü yargılama sistemi de yargılamayı hızlandıracağına ters etki yarattı ve şiddetle eleştirir olduk.Sahadaki üç dört yıllık uygulama ve gidişata bakıldığında ise başta Yargıtay ve diğer yüksek mahkemeler, yerel mahkemeler, hukukçular ve en önemlisi vatandaş sistemden yoğun biçimde şikâyet eder hale geldi. Geçtiğimiz günlerde Yargıtay başkanımız da bir söyleşide istinaf sisteminin adil ve hızlı yargılama yolunda henüz beklentilerin çok uzağında olduğunu adeta itiraf etti.Israrla yazıyorum, söylüyorum. Yazmaya söylemeye de devam edeceğim. Ülkemize, ülkemiz insanına bu kadar dava, uzlaşmazlık sayısı yakışmıyor. Dava sayıları ve nitelikleri, bir ülkenin genel havasıyla, hayatla, insanla, davranışlarla, ahlakla bağlantılı bir husustur. Misalen ülkemizde milyonlarca çalışanın çalıştıranı ile iş mahkemelerinde davalık olması durumu. Neden Almanya'da, Rusya'da veya başka sistemde bu kaos yaşanmıyor? Keza icra dosya sayısı, keza tüketici ile üreticiler arasındaki dava sayısı, sigorta şirketleri, bankalarla vatandaş arasında bu sayıda dava dosyası neden yeterince incelenmiyor? Kamu idareleri ile vatandaşlar idare mahkemelerinde neden hep kapışır? Milyonlarca ceza davası ve bunların ömür boyu çözülememesinin tek suçlusu yargı mekanizması mı?Evet, yargı mekanizmasında sıkıntılar var. İstinaf mahkemelerinin pek çoğu özellikle başta İstanbul mahkemeleri daha işin başında olmalarına rağmen halk dili ile batmış- iflas etmiş durumdalar. Dosyaları 2-3 senede, ileride maazallah 5-6 senede inceleyemeyecekler. Daha sırada Yargıtay'ı var dosyalar istinaftan geçebilirse bir de oraya gidecek. Belki de pinpon topu misali istinaf-mahkeme arasında gidip gelecek. Bu durumda işi mahkemeye düşen vatandaş ya da şirket, davanın kesinleşmesini -hiç abartmıyorum- 10-15 sene beklemek zorunda kalacak ki bunun adı adalet olamaz. Özetle İstinaf mahkemeleri hemen kapatılsın demek pek realiteye uygun veya doğru olmasa da mevcut işleyişte çanlar çok acı çalmakta. Derhal ve iyi el atılmadığı taktirde hukuku, yani millet ve devleti aşağı çekecektir.İşin 40 yıldır içinde ve sahada biri olarak da gözlem ve düşüncem, adil ve hızlı yargılama için tek başına arabuluculuk gibi esasen pek tesirsiz müesseselere bel bağlanacağına (ki şu anda yürürlükteki arabuluculuk sistemini tarafların anlaşmaları tahtında sevk edilen görüşme odası veya zorunlu Notercilik olarak adlandırıyorum farkı yoktur. Ceza hukukundaki hukukçu olmayan uzlaştırmacılara bile pratikte daha büyük ve etkin yetkiler, alanlar verilmiştir. Belirli mahkemeler için yedek hakimlikler, tetkik hakimlikleri, zorunlu ve ihtiyarı tahkim müesseselerinin geliştirilmesi, icra teşkilatında 'hakiki' yargı reformu ile Noterlikler örneğinde olduğu gibi icra müdürlükleri kurulması, adli kolluk, öncelikle tüm tacir ve şirketler için Avukat zorunluluğu, vatandaşlar için hukuk sigortası ile Avukatsız imza atılmaması için ne gerekiyorsa mukayeseli hukuktan örneksemeler, bağımsız ve tarafsız hâkim savcı teminatı, etkin, güçlü ve yerinde öz denetim.İşte benim gerçek hukuk reformundan anladığım bu.Saygılarımla.