Kadrolar geldiğinde sürpriz yoktu. İbrahim Üzülmez olması gereken ve hemen herkesin beklediği bir 11’i sahaya sürmüştü.
Bu özelliği ile açıkçası bugüne kadar gördüğüm tüm hocalardan farklı.
Kötü performans çizeni ertesi maç yanına alıyor, olabilecek en mantıklı 11’i de sahaya sürüyor. Çok yanılmıyoruz maç öncesi tahminlerimizde.
Ama oyuncu değişiklikleri için aynı oranda hatasız olduğunu söyleyemeyeceğim. O kısma birazdan gelirim.
KAALE ALINMADILAR
Adana’dan 2 bine yakın Demirsporlu gelmişti. Gelmişti de küfür etmeye gelmişlerdi. Onu maç öncesinden, maç bitimine kadar gördük.
Buna karşın ise deplasman tribünündekilere “Aynı sıklet ve kalibrede değiliz” mesajını vererek hiç muhatap almayan bu sezonun en kalabalık Bursaspor tribünü vardı. Bu tavırlarıyla çok da iyi yaptılar, takımlarını da güzel desteklediler.
O küfürbazlara hak etikleri cevap maç sonu müzik sistemiyle verildi.
VOLKAN ŞEN KENDİNİ SORGULASIN
Bursasporlular sadece Volkan Şen’e tepki koydular. Aslında etkili pres yaptılar desek yanlış olmaz. Şampiyon kadrodan Bursa’ya her gelen “Şampiyon” diye karşılanırken bir tek Volkan başka bir tabirle karşılanıyorsa, burada kızıp, hırs yapacağına kendini sorgulasın.
Tekrar maça dönelim.
Bursaspor maça başlar başlamaz. Oyunun hakimiyetini aldı. Topu doğru koşturan, ayağa pasları doğru yapan, sahayı doğru parselleyen hep yeşil beyazlı kramponlardı.
Oyunun kontrolü büyük oranda Timsah’ın elinde olduğundan Demirsporlular Çağlar’a yaklaşamıyordu bile.
Bursaspor tüm hatlarıyla oyuna konsantreydi.
Rakibe hiç boş alan bırakmıyordu.
İsteyen ve mücadele eden taraftı.
Seleznov’un hazırladığı Traore’nin vuruşu ve Burak Altıparmak’ın topun yönünü değiştirmesiyle gelen gol gösterilen çabanın ilk meyvesiydi.
Ardından Seleznov ile kazanılan penaltı ve bu futbolcunun vuruşu farka gidebilecek bir skorun sinyalleriydi adeta.
Çünkü rakibin gardı iyice düşecekti. İkinci yarıya Timsah yine iyi başladı.
Paslaşmalar, verkaçlar, araya kaçışlar yine Demirspor kalesi önünde yaşanıyordu. Shehu, Traore, Tayfur, defans hattı hepsi iyi mücadele etti. Birçok maçın kahramanı Çağlar’a bu kez fazla iş düşmüyordu.
KARTLARA DİKKAT
Ancak Özer’in gördüğü kart her şeyi alt üst etti.
Özer kardeşim. Senin gibi tecrübeli bir oyuncunun yapmaması gereken hatalar bunlar. Evet hırslı bir oyuncusun. Bu takım adına çok güzel ve gerekli; ancak sarı kartın varken hakeme o şekilde itiraz edersen ikinci sarıyı göreceğini bunca zamandır öğrenememiş olamazsın.
Senin gördüğün kartla maçın seyri değişti. Az daha 2 belki de 3 puan kayıp yaşanacaktı. Haftaya da çok önemli bir maçta yoksun.
Geçen haftanın kahramanıydın bu hafta ise az daha takımı yakacaktın.
Bundan ders çıkarıp bir daha tekrarlamayacağına inanıyorum.
Sen bu takımın en önemli oyuncularından birisin. Arkadaşlarını yalnız bırakmamalısın.
Keza Seleznov’da saatli bomba her an kart görme potansiyeli var. O da uyarılmalı.
Gelelim oyuncu değişikliklerine…
Serdar-Aykut değişikliğini yanlış buldum.
Sen ilk yarı rakibini nasıl sürklase ettiysen o tip oyuncularla devam etmelisin.
Oyunu tutacağım diye yapılan bu değişikliği cesaretsizlik olarak görüyorum.
Rakip zaten üzerine gelmeye çalışıyor. Ali Akman’ı alırsın, O da arkaya sarkabilir.
Ama adeta “üstüme gelin” diye davetiye çıkaran bir değişiklik yapıyorsun. Bu tür değişiklileri ben hiç anlamıyorum.
En iyi savunma hücumdur anlayışı Bursaspor için hep geçerli oldu çünkü bu güne kadar.
Kubilay Seleznov değişikliği ise geç kalındı; ama doğruydu.
Sonuç olarak çok; ama çok önemli bir üç puan alındı.
Uzun süredir sıkıntı çeken Bursaspor taraftarının maç sonu o şekilde eğlenmesi ise her şeye değerdi.
Zirve yarışında yer almaya çalışan rakibine o meşhur tabir gibi "Adana çık aradan" denmiş oldu.
Haftaya Shehu, Özer ve Burak Kapacak gibi çok önemli üç eksikle Erzurum karşısına çıkılacak.
Akıllı ve doğru bir taktikle sahada olmak çok önemli.
Rakibin kadrosu diğerlerine göre çok daha iyi.
Zirve yarışındaki rakibini deplasmanda yenemiyorsan en azından yenilmeyeceksin.