Gezmeyi etrafı kolaçan etmeyi çok seviyormuşuz...
Bunu anlamak için, eve tıkılmak gerekiyormuş...
Sabah kalkınca canım ne kahvaltı istiyor, ne de yataktan çıkmayı... Zaten gecemiz gündüzümüze karıştı...
Ev kadınlarını şimdi daha iyi anlıyorum...
Çok zormuş...
15 gün dayanamadığım evde, bir ömür geçiriyorlar....
İşler de hiç bitmiyor çok yorucu...
Ayda bir veya iki kadın günü, en fazla haftada iki defa market...
Tevekkeli sürekli birşeyleri unutup duruyorlar tren ve otobüslerde...
Belediye depoları, kadın çantalarıyla doluymuş...
Şimdi onları daha iyi anladım...
Gün boyu televizyonlar eski diziler ve filmlerle dolu....
Çocukluğumun dizileri, filmleri....
Oyuncuları bile ölmüş gitmiş....
O zaman da yoktu, bence bugün de yok...
Diğer programlar çok mu matah?
Korona aşağı, korona yukarı ortada doğru dürüst, aydınlatıcı bir bilgiye bile ulaşmak çok zor...
Atan tutan heryerde...
Tek çare kitap, nereye kadar?
Boş kalmak değil evde kalmak ağır cezaymış...
Ofisi, sokağı, parkı, bahçeyi, börtü-böceği özledim...
Vallahi özledim...
Ben yaz insanıyım...
Gel gelelim şimdi güneşin açmasını bile istemiyorum...
Güneş davetkar, sokağa çağırıyor...
Gün o gün değil...
Hep beraber biraz daha sabır...
Evde kalma zamanı...
Her an TV'de duyduğumuz gibi "Evde Kal Türkiyem"...