Bursaspor Kulübünde bir hadise yaşandı.
Yeşil beyazlı kulübün altyapısında forma giyen bir oyuncu, bir İstanbul kulübünün armasının fotoğrafıyla
“Var bir hayalimiz” şeklinde sosyal medya hesabından paylaşım yapmış.
Bunu tespit eden Bursaspor kulübü yetkileri de haliyle gereğini yapmış.
Bunu da kulübün sosyal medya hesabından
“Altyapımızda forma giyen Yiğit Şengil’in kulübümüze aidiyet duygusu hissetmediği anlaşılmış ve kulübümüz ile tüm ilişiği kesilmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunarız." şeklinde duyuruldu.
Konu ulusal medyada da yer aldı. Eleştirenler oldu, Bursaspor’u haklı bulanlar oldu.
Büyük çoğunluğun Bursaspor Kulübünü haklı bulduğunu vurgulamak istiyorum.
Ben de haklı bulanlardanım.
BURASI BURSASPOR !
Bursaspor çatısı altında yiyip içip, eğitim alacaksın, sonrasında böyle bir vefasızlık edip kulübünü rencide edeceksin.
Profesyonelsen veya profesyonelliği hedefliyor olabilirsin; ama kulüp de profesyonel.Ayrıca camilarda aidiyet önemlidir.
Kulüpte gayet profesyonelce ve olması gerektiği gibi davranmış.
Bu şekilde de gereken mesajı şu an veye gelecekte bu çatı altında olacaklara vermiş kısacası ve denmiş ki,
“Burası Bursaspor, herkes ayağını denk alsın”
Aynen de öyle.
Oyuncu rencide olmuş, taraftarın önüne atılmış falan bunlar önemli değil.
As olan kulüptür. Olumlu veya olumsuz kim ne yapıyorsa karşılığını alacak ki geriden gelenlere örnek olsun.
Bu arada şunu da vurgulamak lazım.
Bursaspor kulübü çatısı altında bulunan her profesyonelin Bursasporlu olmasını bekleyemeyiz.
Çünkü başka şehirlerden gelenler de çok oluyor.
Bu yüzden Bursasporlu olmalarını bekleyemeyiz; ama Bursaspor kulübüne saygılı olmalarını bekleriz.
Bunun yanı sıra akıllı olmalarını da bekleriz.
Böyle bir paylaşımın ardından başına geleceğini düşünemeyen bir oyuncu ise hem saygısızdır, hem vefasızdır, hem de akılsız.
Bursaspor bu tip oyunculardan çok çekti.
ÖZEL EKİP OLMALI
Ne kulübe olması gerektiği kadar faydaları olabildi ne de kendilerine.
Kimi hayalini kurduğu! O kulüplere ilk fırsatta kapağı attı; ama forma yüzü bile göremeden kayboldu gitti.
Kimi üç beş oynadı fakat sonrasında oradan oraya savrulup durdu.
Kimi de en verimli çağında tropik adalarda şovmenlere malzeme oldu.
Bu konuda çok ve farklı örnekleri yıllardır yaşadık.
Bursaspor’dan gidip de oralarda tutunabilen oyuncu bir bilemedin iki kişidir.
Transfer futbolun doğasında var. Ama kalmayı da bileceksin gitmeyi de. Yani giderken 'Adam gibi' gideceksin.
Bu yüzden kulüp çatısı altında oyuncuları mental yönden eğitecek sırf bu iş için konumlandırılacak profesyoneller olmalı.
Genç oyuncunu sadece yeteneğini, kasını, gücünü, kondisyonunu geliştirmeye çalışmak yetmez.
Onun ruhunu, aklını, profesyonelliğini, iş ahlakını geliştiremedikten sonra o futbolcu yeteneği ile bir çıkış yakalasa bile sonrası gelmez.
O yüzden ifade ettiğim gibi Vakıfköy’e sırf oyuncuları kafaca eğitmek için çok iyi özel bir ekip şart.
Aksi takdirde bu tip saçmalıkları yaşamaya devam ederiz.