?>

Sermaye şirketi borcunun ortaktan istenmesi halleri

Kural olarak sermaye şirketlerinde şirketin kamu borçları dışındaki borçlarından şirket ortakları sorumlu değil.

Av. Öztürk YAZICI

5 yıl önce

Zaten sermaye şirketleri denen A.Ş., Ltd. Şti. ve SPB Komandit şirketleri Kollektif şirketlerden ayıran en önemli vasıflardan biri de bu.

Ancak sermaye şirketi ortaklarının bahsi geçen sorumsuzlukları sınırsız da değil.

Söz gelimi Limited şirketlerde, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine sermaye koyma borcu olması, şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağında mal, hak ve alacağının bulunması halinde, bu alacak kalemleri, şirketin şahsi alacaklıları tarafından İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi uyarınca haczedilebilir.

Şirket ortağı, şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumundadır.

Şirket borçlarından dolayı kural olarak ortaklık tüzel kişiliğinin sorumlu olması, ortağın, ortaklık tüzel kişiliğine göre üçüncü kişi sayılıp sayılmaması ile ilgili değildir. Ortak, şirket tüzel kişiliğine göre üçüncü kişidir ve ortaklığın, ortaklardan alacağının bulunması halinde, şirket alacaklıları, şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebilir.

Böyle durumlarda üçüncü kişi sıfatı ile haciz ihbarnamesi tebliğ edilen şirket ortağı eğer haciz ihbarnamesine 'borcum yok' kabilinden haksız itirazda bulunursa, itirazı bizzat kendisi yapmışsa hapis cezası ile karşılaşabilir. İtirazı avukatı marifetiyle yapmışsa hapis cezası yaptırımı uygulanmaz.

Ceza müeyyidesi dışında haksız itiraz halinde, dosya alacaklısı şirket ortağına karşı icra hakimliğinde tazminat türünden dava da açabilir ve şirket ortağı doğacak giderleri de ödemekle yükümlü tutulur.

Yakın zamana kadar Yargıtay farklı görüşteydi. Sermaye şirketi ortağına üçüncü şahıslara gönderilen 'şirkete borcunu bu dosyaya öde' türünden 3. haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, zira sermaye şirketi ortağının üçüncü şahıs olmadığı bizatihi borçlu şirketin iç hususu olduğu yolunda kararlar üretiliyordu. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yakın zamanda ( bence de isabetle) bu görüşü netleştirerek sermaye şirketi ortağının bu bakımdan üçüncü kişi konumunda olmadığına dair kesin karar üretti.

Tekraren altını çizerek belirtmekte yarar var ki, sermaye şirketi ortağının bu borçluluk – sorumluluk hali sadece şirkete koyması icap eden sermaye miktarı ile sınırlı.

Sermaye şirketlerinde yöneticilerin kötü yönetimi veya usulsüzlükler nedeniyle şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu ise daha geniş ve farklı bir konu, umarım ileride bunu da ayrıca kaleme alırız.

Yazımı kaleme aldığımda ülkemizi derinden yasa boğan İdlip şehitlerimizin ruhu şad, yaralılarımıza acil şifalar olsun diyerek bu üzüntülerle gelecek hafta buluşmak üzere diyorum.

Saygılarımla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI