?>

Trafikte cep telefonu kullanma ve Hukuksal sonuçları

Bu günlerde toplumsal olarak tüm dünyanın da odaklandığı Coronavirüs varlık ve sonuçları, güney sınırlarımıza yakın askeri politik gelişmeler, makro ve mikro ekonomik dünyada olan bitenler bir yana, diğer taraftan yaşam devam ediyor.

Av. Öztürk YAZICI

5 yıl önce

Ve akıp giden üst gündemde gündelik olarak unutmamamız gereken şeyler var ki belki de yukarda andıklarımızdan da önemli.

Mesela şu zalim Coronavirüsünün öldürücü etkilerinden bahsederken, salt trafikte akıllı cep telefonu kullanımından ötürü meydana gelen ölüm ve yaralanmaları unutuyoruz. Oysa salt trafikte akıllı cep telefonu kullanımından dolayı bir yılda meydana gelen kazalar ve sonucunda gerçekleşen ölüm, yaralanma, sakatlanmalar ve iş gücü kayıpları her hangi ağır bir virüsün neticelerinden belki de çok daha ağır. Üstelik ilkinde bu tür kazalar engellenebilmesi mümkün , diğeri şimdilik biraz kader.

Ana konumuza dönelim. Geçmiş yazılarımızda da belirttik. Trafik kazaları sonucu ölüm veya yaralanma meydana geldiğinde kusurlu olanlar kusur derecelerine göre hapis cezalarına varan cezalar alıyorlar. Basit, sıradan kusur dediğimiz hallerde netice de çok ağır değilse sanığın durumuna göre hapis cezası söz konusu olmasa da ikinci derecede ağır kusur hali olan 'bilinçli taksir' ve üçüncü derecede en ağır kusur hali olan 'olası kast' hallerinde uzun yıllara varan ve hapishanede ceza çekmeyi gerektiren cezalar söz konusu.

Gözlemime göre bu konuda toplumsal hafızamızda şöyle bir yanlış algı var. Trafik kazası sonucu ölüm ya da yaralanmada alkol durumu yoksa hapis cezası yok. ! Şimdiden söyleyeyim tüm algımızı gözden geçirelim zira yok böyle bir şey. Hiçbir kitapta ve içtihatta yazmayan bu yanlış bilgi ve bilgi kirlilikleri neticesinde alkol alınmadığı taktirde kaza sonucu ceza yok algısını yok etmeye mecburuz.

Doğrusu şu. Özellikle ikinci derece ve üstü 'bilinçli taksirle ve olası kastla' işlenen kazalar neticesi meydana gelen ölüm ve yaralanmalar için hapis cezaları söz konusu ve sürücüyken alkol almış olmak değil alkolün etkisiyle kaza yaparak ölüme yaralamaya neden olmak elbette ikinci dereceye dahil eden yani hapis cezası gerektiren bir durum.

Ancak alkol kadar etken olan bir şey var o da 'sürüş anında sürücünün cep telefonuyla dikkatinin dağılması ve sonuçta ölümlü yaralamalı kaza oluşması.' Üçüncü en önemli etken ise aşırı hız.

Günümüzde malum cep telefonları artık sadece cep telefonu değil. Akıllı telefonlar artık bir bilgisayar. Sosyal medya sitelerinden, internette sörf yapmaya kadar yelpazede insanlar artık 7x24 o makinayla beraber. Bunu yadırgamak doğru olur ya da olmaz ancak bu tür telefonları KESİNLİKLE direksiyon başına geçince bırakın kullanmayı, bu telefonları ellememek şart.

Keşke tüm arkadaşlarımızı, eşimizi, dostumuzu, müşterilerimizi, hatta çocuklarımızı bile 'araç kullanıyordum cevap veremedim' gerekçesine alıştırabilsek. Bunu duyunca eleştirilmesek, eleştirmesek.

Daha dün İzmir yolunda önümde setreden aracın sağa sola yalpa yaptığını görünce korna ile uyardığımda telefonuyla uğraştığına şahit oldum. Basit bir yalpalama neticesinde maazallah onlarca kişiyi yaralayacak öldürecek kaza etkisi yapabilir miydi? Evet!

Bir kez daha altını çizelim. Bu durumda yani cep telefonu kullanırken oluşan kaza sonucu yargılanmada kesinlikle hapis cezası riski alınmakta. Evet halk tabiri ile neredeyse adam öldürme işle eşit. Ama sadece hapis cezası mı, sönen hayatlar, sigorta şirketi bu durumlarda tazminatları ödemediği için ekonomik anlamda çöküşler, o kadar kötü sonuçları var ki? Evet halk tabiri ile neredeyse adam öldürme işle eşit. Bir kaza oluşmasa dahi yüksek idari trafik cezaları da cabası.

Kulaklarımızda küpe olması ve tabii ki kazasız belasız acısız günler dileklerimle.

YAZARIN DİĞER YAZILARI