Hele de içinde bulunulan bu tarihi Koronavirüs salgını döneminde.
Koca Sultan Süleyman,
Dünyaya hükmetmiş, ama bacaklarında peydahlanıp dinmeyen ağrılar sızılar, onu maalesef takatsiz, çaresiz bırakmaya yetmişti.
Sultanın, “Halk içinde muteber nesne yok Devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” öz deyişi de bir nefes sıhhatin, yeri geldiğinde sahip olunabilecek en büyük servet ve makam olduğunu hatırlatmaya yetmeli.
Yine, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” atasözümüz de bize bir ışık ve hayati yaşam şifresi vermeye yetmiyor mu?
Modern zamanlarda sağlık hakkı, temel hakların başta geleni olmuş ve sağlıklı, dengeli hayat kuralları; kanunlarımıza, belgelerimize girmeye başlamış.
Kabul ettiğimiz Evrensel belgelerden 1948 İnsan hakları bildirgesinde, Avrupa sosyal şartlarında, keza 1961 Anayasasından başlayarak Anayasalarımızda sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkı; geri dönülemez biçimde yer almakta.
Şu andaki Anayasamızın 56. Maddesinde yer alan sağlıklı ve dengeli yaşam hakkına dair hükümler, başta Devlete, tüm kurum ve hatta kişilere, bu alanda hayati görev ve sorumluluklar vermiştir.
Çeşitli yasalar ve sair mevzuatları ile de sağlıklı ve dengeli yaşam hakkı yasal güvenceye kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Benim de bu hayati alanın iyileştirilmesine yönelik uzun süredir kaleme almayı düşündüğüm naçizane bir vatandaş olarak görüş ve önerilerim var.
Bir önceki yazımda sanırım 14 madde halinde halk sağlığı mevzuatına ilave tekliflerde bulunmuştum. Sayısız destek ve öneriler geldi hepsini not aldım. Yakında da inşallah yine buradan ilgili mercilere son hali ile sunmayı düşünüyorum.
En önemli ilaveler, sigara ve madde bağımlılığı ile ilgili olanlar olacak.
Sigara tiryakilerinin sağlık sigortası ödemelerinin %50 gibi artırılması, bunun bir kısmının işverence karşılanması, derece kademe ilerlemesinde nazara alınmasından tutunuz, sağlık nedenine dayanmayan haller ve benzer sağlıksız yaşamda ısrar edenler için prim artırımı gibi teşvik/zorlamalar, bireysel spor ve dengeli beslenmeye yaratıcı teşvikler gibi kanunlarımıza, yaşamımıza girmesi artık neredeyse şart olan daha pek çok hüküm düşüncesi mevcut.
Evet, modern hastaneler inşa ediyoruz,
Fevkalade, gurur da duyuyoruz, hele bu salgın döneminde hastane ve sağlık personellerimizle büyük gurur duyduk ve kendilerine ne kadar teşekkür etsek az.
Ancak, yakın gözlem ve tecrübelerim de der ki, var olan üç binadan birini modern hastane yapsak da bu çok mükemmel bir yaklaşım olmayacak,
Çünkü sağlıksız yaşayan bir toplum için hastane ve tesis yatırımı ile bir yere kadar ve kesinlikle tek başına yeterli değil.
Kalın, sağlıcakla...